Ceza Hukuku

TUTUKLAMA ŞARTLARI VE TUTUKLAMAYA İTİRAZ

Tutuklama İtiraz Dilekçesi Makalemiz Sonunda Yer Almaktadır

Geçici olarak uygulanan koruma tedbiri tutuklama olarak adlandırılır. Şüpheli ya da sanığın kaçmaması, delillerin muhafaza edilmesi gibi çeşitli nedenlerle başvurulan bu yol bir koruma tedbiri olarak tercih edilir. Tutuklama kararını yalnızca hâkim verebilir. Hâkim soruşturma ya da kovuşturma aşamasında tutuklama kararı verebilir. Tutuklama kararı verileceği zaman soruşturma aşamasında ise Sulh Ceza Hakimliği bu kararı verir.

Tutuklama, delillerin korunması, şüpheli veya sanığın kaçmasını önleme vb. gibi nedenlerle geçici olarak başvurulan bir koruma tedbiridir. Tutuklama kararı, ister soruşturma ister kovuşturma aşamasında olsun mutlaka bir hakim tarafından verilmelidir. Savcılığın belli şartların gerçekleşmesi halinde yakalama kararı çıkartma yetkisi varsa da tutuklama kararı verme yetkisi yoktur. Soruşturma aşamasında tutuklama kararı Sulh Ceza Hakimliği, kovuşturma aşamasında ceza davasının açıldığı mahkeme tarafından verilmektedir.

TUTUKLAMA NEDİR?

Tutuklama geçici bir koruma tedbiri olurken somut olayın aydınlatılabilmesi için bu yola başvurulur. Vakıanın ortaya çıkmasının ardından sanık ya da şüphelinin kaçmasını engellemek, delilleri korumak tutuklamaya başvurulmasındaki en temel nedenler arasında yer alır. Savcılık makamı soruşturma ya da kovuşturma yapabilir.

Bununla birlikte tutuklama kararı vermeye yetkili değildir. Tutuklama kararını hâkim verebilir. Sanığın ya da şüphelinin kaçmasına yönelik somut olguların varlığı durumunda tutuklama yapılabilir. Şüpheli ya da sanığın delilleri karartma ihtimali ortaya çıkmışsa bu durum da tutuklama nedeni olarak kabul edilir. Şimdi, CMK m.100 çerçevesinde tutuklamaya değineceğiz.

CMK 100 (Ceza Muhakemesi Kanunu m.100 Madde Metni)

Tutuklama, 5271 sayılı yürürlükteki Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100 üncü maddesinde düzenleme altına alınmıştır. Tutuklamaya ilişkin hüküm altına alınan düzenlemeleri incelemek için buraya tıklayınız. Bu noktada ayrıca belirtmek gerekir ki tutuklama ve sonrası süreçte hak kaybı yaşamamak adına yetkin bir ceza avukatından yardım almak son derece önemlidir.

TUTUKLU NE DEMEK?

Hâkim tarafından verilebilen tutuklama kararı bir somut olayın sanığı ya da şüphelisi için verilir. Sanık olarak tanımlanan kişiler ceza davası başlaması ile hükmün kesinleşmesine kadar geçecek olan sürede suç şüphesi altında olanları ifade eder. Şüpheli ise soruşturma evresinde kullanılan bir tanımlamadır.

Soruşturma evresindeki suç şüphelisi şüpheli olarak adlandırılmaktadır. Tutuklama ile delillerin korunması sağlanmaya çalışılırken sanık veya şüphelinin kaçması yönünde bir endişe varsa bu engellenir.

TUTUKLAMA ŞARTLARI

Ceza Muhakemesi Kanunu’na (CMK) göre tutuklama kararı verilebilmesi için aranan şartlar şunlardır (CMK m.100):

  1. Kuvvetli Suç Şüphesi: Tutuklama kararı verilebilmesi için ilk şart, şüpheli veya sanık hakkında “Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin” bulunmasıdır. Kuvvetli suç şüphesi, şüpheli veya sanığın suçu işlediğine dair yüksek bir ihtimal bulunmasıdır.
  2. Tutuklama Nedeni: Tutuklama kararı verilebilmesi için kuvvetli suç şüphesi mevcut olsa bile, ayrıca bir “tutuklama nedeni” de bulunmalıdır (CMK m.100/1).

Tutuklama konusunda tali ceza davası yargılaması yapacak hakim veya mahkeme, öncelikle kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin var olup olmadığını değerlendirecektir. Şüpheli veya sanığın suç işlediğine dair kuvvetli suç şüphesi varsa, ayrıca bir tutuklama nedeni olup olmadığına bakılacaktır. Bir tutuklama nedeni de varsa, mahkeme tutuklama kararı verebilecektir.

Bir tutuklama sebebinin mevcut olduğu varsayılan haller şunlardır:

  • Şüpheli veya sanığın “kaçması veya kaçması şüphesini uyandıracak somut olguların varlığı” halinde bir tutuklama nedeni olduğu kabul edilir (CMK m.100/2),
  • Şüpheli veya sanığın “delillerin karartılacağı” konusunda kuvvetli şüphe halinin varlığı bir tutuklama nedenidir (CMK m.100/2),
  • Katalog suçlar, yani kanunda açıkça tutuklama sebebi olarak gösterilen suçların işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde bir tutuklama nedeninin de mevcut olduğu kabul edilir (CMK md. 100/3). Yani, katolog suçlardan birinin işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, şüpheli veya sanığın kaçacağı veya delilleri karartma ihtimalinin bulunduğu kendiliğinden varsayılır. Örneğin, kasten adam öldürme veya yağma suçu işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebepleri varsa, bir tutuklama nedeni olduğu kendiliğinden kabul edilir. Tutuklamada katalog suçların neler olduğu yazımızın ilerlen bölümlerinde açıklanmıştır.

Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre iki durumdan birinin gerçekleşmesi halinde tutuklama kararı veya tutukluluğun devamı kararı verilebileceği kabul edilmiştir (CMK m. 100):

“Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin varlığı şartı + risk şartı (delil karartma/kaçma şüphesi)” hallerinin birlikte gerçekleşmesi,

veya

“Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin varlığı şartı + katalog suç şartı” hallerinin birlikte gerçekleşmesi.

TUTUKLAMA GEREKTİREN SUÇLAR

Kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması halinde ceza muhakemeleri kanununa göre aşağıda yer alan katalog suçlar tutuklama nedeni olarak kabul edilir.

  • İnsanlığa karşı işlenen suçlar ya da soykırım
  • Kasten adam öldürme suçu
  • Silahla kasten yaralama
  • İşkence
  • Cinsel saldırı
  • Çocuğa cinsel istismar
  • Hırsızlık, gasp, uyuşturucu suçları
  • Suç örgütü kurma
  • Devletin güvenliğine karşılık işlenen suçlar
  • Silah kaçakçılığı
  • Orman kanununa aykırı suçlar
  • Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet.

TUTUKLULUK SÜRESİ

Tutukluluk süresi geçici bir nitelik taşır. Tutuklama ile cezanın infazı sağlanmaz. Tutuklama nedenlerinin ortadan kalkması tutuklamanın sonlanmasını gerektirmektedir. Tutuklamanın amacı delillerin korunması ve yargılamanın sağlıklı olarak yapılabilmesini sağlamaktır. Tutukluluk süresinin kovuşturma ve soruşturma evrelerinin makul sürelerde yapılmasına yetecek oranda olması gerekir

Bu makul süre aşıldığında kişi özgürlüğü ve güvenliğinin ihlali söz konusu olmaktadır. Soruşturma evresi için tutukluluk süresinin ağır ceza mahkemesine konu olan davalar dışında 6 ayı geçmemesi gerekir. Ağır ceza mahkemelerini ilgilendiren davalarda bu süre bir yılı geçemez.

Türk Ceza Kanunu uyarınca sanık ya da şüphelinin Terörle Mücadele Kanunu kapsamında bir suç işlediği düşünüldüğünde tutukluluk süresi en fazla bir yıl altı aydır. Bu süreye gerekçe gösterilmek sureti ile altı ay ilave edilebilmektedir. Asliye ceza Mahkemelerinin görev alanında olan suçlar söz konusu ise bu defa tutukluluk süresi için en fazla bir yıl öngörülebilir.

Zorunluluk hali hasıl olduğunda ise süreye altı ay ilave edilebilir. Ağır Ceza Mahkemesinin görev alanına giren bir suç işlendiğinde sanık ya da şüpheli en fazla iki yıl tutuklanabilir. Bu sürenin zorunluluk hali oluşması durumunda üç yıla çıkarılabilmesi söz konusudur.

Bu durumda iki yıllık temel tutukluluk süresi ile ilave tutukluluk süreleri göz önüne alındığında en fazla beş yıllık tutukluluk süresi uygulanabilir. Terörle Mücadele Kanunu dikkate alındığında tutukluluk süresi beş yılı geçememektedir. Bu süreye zorunlu uzatma süreleri eklendiğinde toplam tutukluluk süresinin yedi yıl olabileceği görülmektedir.

Tutukluluk süresi belirlenirken sanık ya da şüphelinin yaşı da dikkate alınır. Bu kapsamda fiil işlendiğinde 15 yaşını doldurmamış olan çocuklar için süre yarı oranda uygulanır. 18 yaşını doldurmayan çocuklar için süre ¾ oranında hesaplanmaktadır.

TUTUKLAMA KARARI NEDİR? KİM VERİR?

Tutuklama karanın soruşturma evresinde sulh ceza hakimi, kovuşturma evresinde ise mahkeme verebilir.

Hangi sulh ceza hakiminin tutuklamaya karar vereceği yer ba kurundan yetki kurallarına göre belirlen ir. Soruşturma evresinde tutuklama kararı verilebilmesi için Cumhuriyet savcısının istemde bulunması gerekir. Cumhuriyet savcıları soruşturma aşamasında şüphelileri tutuklamaya sevk edip etmeme yönünde takdir hakkına sahiptir.

Cumhuriyet savcısının istemde bulunması kuralının bir istinası vardır. Soruşturma sulh ceza hakimi tarafından yapılıyorsa hakim re’sen tutuklama kararı verebilir. Yani, suçüstü hali ile gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda Cumhuriyet savcısına erişilemiyor veya olay genişliği itibariyle Cumhuriyet savcısını aşıyorsa sulh ceza hakimi bütün soruşturma işlemlerini yapabilir; şüpheliyi re’sen tutuklayabilir.

TUTUKLAMA KARARI VERİLEMEYECEK HALLER

Tutuklama kararı bazı durumlarda verilemez. Kanunda yer verilen bu konu hâkimin tutuklama yetkisini kullanmasına engel teşkil eder. Şüpheli veya sanığın tutuklanmasına engel teşkil eden durumlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:

Verilmesi ihtimal dahilinde olan ceza veya uygulanacak güvenlik tedbiri ile ölçülü olmayan durumlar,

Adli para cezasının tek başına uygulanacağı haller,

Hapis cezasının üst sınırının 2 yılın altında olması.

TUTUKLAMAYA İTİRAZ NEDİR?

Tutuklama kararı sulh ceza hakimi veya mahkeme tarafından verilebilen bir karar olduğundan ötürü denetime tabidir ve buna itiraz etmek mümkündür. Bu yola tutukluluğa veya tutuklamaya itiraz denilmektedir. Tutuklamaya itiraz, oldukça önemli bir yoldur

Şu kadar ki bu yolun etkin bir şekilde işletilmesi durumunda tutuklu kişi özgürlüğüne kavuşabilir. Tutuklamaya itiraz, doğal olarak belirli sürelere ve usuli işlemlere tabidir. Ayrıca belirli bazı kişiler tutuklamaya itiraz edebilmektedir. Bunların ayrıntılarına aşağıda ayrı başlıklar olarak değineceğiz.

Tutukluluğun Devamına İtiraz → Tutukluluk kararı belirli aralıklarla denetlenmektedir. Buna aşağıda değineceğiz. Ancak yukarıda bahsettiğimiz tutukluluk halleri ve nedenleri, her duruşmada yeniden olaya uygulanarak söz konusu olup olmadığı denetlenmelidir. Tutukluluğun devamına karar verilirken hakimin yeniden bu denetlemeyi yapması gerekir. Bununla beraber hakim veya mahkeme tutukluluğun devamına karar verirse, Ceza Muhakemesi Kanunu m.101/5 hükmü gereğince bu devam kararına karşı itiraz yoluna başvurmak da mümkündür. Uygulamada tutukluluğun devamı kararında gösterilen gerekçelerin yetersiz olması veya yeniden delil değerlendirmesi yapılmadığı durumu görülmekte ve böyle durumlarda tutukluluğun devamı kararına itiraz işlemi olumlu sonuçlanabilmektedir.

Tutuksuzluğa İtiraz → Hakim veya mahkeme, savcının tutuklama istemini en baştan reddedebilir veya tutuklu bulunan kişiyi serbest bırakabilir. İşte bu durumda Cumhuriyet savcısı tutuksuzluğa itiraz edebilir. Savcının tutuklama ile ilgili hakim kararlarına karşı itiraz kanun yoluna başvurma imkanı olsa da bu imkan ancak savcının temsil ettiği iddia makamının hukuki çıkarı olması durumunda kullanılabilir. Yani savcı kendi görüşü yönünde verilen kararlara karşı itiraz yoluna gidemez. Savcı tutuklama istemiş ve mahkeme tutuklama kararı vermişse savcı itiraz edemez. Ama kovuşturma aşamasında örneğin hakim tutukluyu serbest bırakmış ise savcı bu karara karşı itiraz kanun yoluna başvurarak yeniden tutukluluk temin edebilir.

TUTUKLULUĞA İTİRAZ DİLEKÇESİ

Tutukluluğa itiraz dilekçesinin etkin bir biçimde düzenlenmesi, somut olayın tüm koşulları ve özellikleri dikkate alınarak özenle hazırlanmasına bağlıdır. Bu nedenle, örnek şablon veya taslaklar üzerinden ilerlemek yerine yetkin bir ceza avukatı marifetiyle hazırlanmış dilekçe ile hareket etmek çok daha sağlıklı bir yaklaşım olacaktır.

TUTUKSUZ YARGILAMA NEDİR?

Tutuksuz yargılama çeşitli nedenlere dayanılarak yapılabilir. Şüpheli ya da sanığın kaçma şüphesi bulunmadığında, herhangi bir suça karışmamış olması durumunda, sosyal yaşamında ve mahkemede iyi hal sergilemesi söz konusu ise tutuksuz yargılanabilmesi mümkün olur. Kişi tutuksuz yargılanacağı zaman adli kontrol şartı ya da yurt dışına çıkma yasağı uygulanabilir.

Kişinin tutuksuz yargılanması ceza almayacağı anlamına gelmemektedir.  Yargılaması yapılan sanık ya da şüpheli suçlu bulunduğunda işlediği suç için kanunda öngörülen cezaları alır. Tutuklu olarak yargılanan kişilerde yargılama sonucunda verilen cezadan tutuklu kaldıkları süre düşülür. Tutuksuz yargılama yapıldığında ise bu durum geçerli olmamaktadır.

TUTUKSUZ YARGILAMA ŞARTLARI

Tutuklama, koruma tedbirleri kapsamında başvurulan bir yoldur. Sanık ya da şüphelinin tutuklanması için koşulların sağlanıp sağlanmadığı önemlidir. Ceza muhakemesi yapılacağı zaman gecikmesinde sakınca bulunan haller söz konusu olursa tutuklama tedbir yoluna başvurulması gerekli olabilir. Kanuni bir yol olması tutuklamanın kanunlar çerçevesinde yapılmasını zorunlu kılar.

Koruma tedbirleri düzenlenirken Anayasa, kanunlar veya uluslararası sözleşmeler uyarınca hareket edilir. Somut olay incelendiğinde tahmini şüphelere dayanılarak tutuklama yapılamaz. Yeterli kanıt olmaması durumunda da şüpheye dayanmak sureti ile tutuklamanın yapılması mümkün değildir. Yeterli ve kuvvetli bir şüphenin varlığı tutuklamada esas alınırken tek başına bu durum da yeterli bir neden değildir.

Yeterli ve kuvvetli şüpheye ek olarak tutuklama için nedenlere de ihtiyaç duyulmaktadır. Koruma tedbiri olan tutuklama kapsamında sanık ya da şüphelinin hakkında bir hüküm oluşturulmaz. Bu uygulama yalnızca sanık ya da şüphelinin temel haklarını sınırlandırırken delillerin ortadan kaybolması, sanık veya şüphelinin kaçması engellenir.

Koruma tedbirleri geçici olarak düzenlenir. Bu nedenle de koruma tedbirleri uygulanırken belirli süreler söz konusu olur. Ceza muhakemesi yapılacağı zaman gecikmede sakınca olmaması durumunda bu tedbirlere başvurulmasına gerek olmamaktadır. Tedbir kararı veriliş amacının sonlanması ile ortadan kalkmalıdır. Bu tür koruma tedbirleri hakkındaki kararı kural olarak hâkim vermektedir.

Kuvvetli bir suç şüphesi yoksa, sanık ya da şüphelinin kaçma şüphesi bulunmuyorsa, sanık ya da şüphelinin delilleri ortadan kaldırma ihtimali olmadığında, tanık veya mağdur üzerinde baskı yapma girişimi söz konusu değilse tutuklama yapılmaz.

TUTUKLAMA İSTEMİ VE YAPILACAK İŞLEMLER

En ağır koruma tedbiri olan tutuklama, hâkim tarafından verilebilen bir karardır. Bu karar yasa ile düzenlenmiştir. Şüphenin belli bir yoğunlukta olması zorunluluğuna dayanır. Hüküm verilmeden önce temel bir hakkı sınırlaması tutuklamanın önemli bir özelliğidir. Bazı durumlarda muhakemenin sağlıklı bir işleyişe sahip olabilmesi için koruma tedbirlerine yönelmek zaruri olur.

Bireyin temel hak ve özgürlüklerini kısıtlayan koruma tedbirleri, arasında tutuklama da yer almaktadır. Bu karar geçici koruma tedbirleri kapsamında uygulanır. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde uygulanan tutuklama, orantılılık ilkesine de uygun olmak zorundadır.

Muhakemenin sağlıklı bir şekilde yapılmasını sağlamak amacı ile başvurulan bu yol hukuka uygun şekilde gerçekleştirilir. Tutuklama işlemi yapılmadan önce sanık ya da şüphelinin sorguya çekilmesi gerekir. Sanık veya şüphelinin yokluğunda tutuklama kararı verilememektedir.

Sanık ya da şüpheli hazır değilse bu durumda CMK uyarınca yakalama emri düzenlenmektedir. Kaçak olarak adlandırılan kişiler içinse yokluğunda tutuklama kararı verilebilmektedir. Tutuklanmak istenen sanık ya da şüphelinin bir avukattan yardım alması re ’sen gerçekleştirilebileceği gibi kendisinin seçeceği bir müdafi aracılığı ile de bu yardım tesis edilebilir.

Müdafinin yer almadığı sorgu sırasında tutuklama kararı verilememektedir. Tutuklama kararı verildikten sonra sanık ya da şüpheliye sözlü olarak bildirilir. Ayrıca kararın bir örneği de kendisine verilir. Tutuklama işlemi ile ilgili olarak alınmış olan ara kararlar için de bu durum geçerlidir. Ara karar söz konusu olduğunda da sanık ya da şüpheliye sözlü bildirimin yanı sıra kararın bir örneği de verilmelidir. Bildirme ve verme usulünün de kararda açıkça yazması gerekmektedir.

Soruşturma evresine geçildiğinde Cumhuriyet Savcısı tutuklamanın gereksiz olduğuna dair bir kanaat geliştirdiği takdirde şüpheliyi serbest bırakma yetkisi bulunmaktadır. Bu tür bir durumda savcılık makamı re ’sen karar verebilmektedir.

TUTUKLAMA KARARININ KALDIRILMASI İSTEMİ

Cumhuriyet savcısı, şüphelinin adli kontrol altına alınarak serbest bırakılmasını sulh ceza hakiminden isteyebilir. Hakkında tutuklama kararı verilmiş şüpheli ve müdafii de aynı istemde bulunabilirler.

Soruşturma evresinde cumhuriyet savcısı adli kontrol veya tutuklamanın artık gereksiz olduğu kanısına varacak olursa. şüpheliyi re’sen de serbest bırakır.

Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğinde şüpheli serbest kalır. Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında şüpheli veya sanık salıverilmesini isteyebilir (CMY m. 104/1). Şüpheli veya sanığın tutukluluk durumunun devamına veya salıverilmesine hakim veya mahkeme tarafından karar verilir. Bu kararlara itiraz edilebilir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 105. maddesinde Cumhuriyet savcısının tutuklama kararının geri alınmasını istemesi ve şüpheli veya sanığın salıverilme istemleri bakımından usul hükümleri öngörülmektedir. Buna göre, tutuklama kararının kaldırılması istemi üzerine, merciince cumhuriyet savcısı, şüpheli. sanık veya müdafiin görüşü alındıktan sonra, üç gün içinde istemin kabulüne, reddine veya adli kontrol uygulanmasına karar verilir.

TUTUKLULUĞUN İNCELENMESİ

Tutuklanan kişi hakkında belirli aralıklarla tutukluluk halinin incelenmesi gerekir. Bu inceleme sırasında tutukluluğun devamı ya da salıverilme koşulları değerlendirilmektedir. Tutukluluğun incelenmesi soruşturma evresinde veya kovuşturma evresinde yapılabileceği gibi istinaf başvurusu sırasında sanığın hükmen tutuklu olduğu kabul edilmektedir.

Soruşturma aşamasında şüpheli tutukevinde iken en geç 30 günlük süreler içinde tutukluluk haline yönelik devam etme durumu gerekli mi değil mi? İncelenir. Bu süreçte işe şüpheli ve müdafi dinlenir. Cumhuriyet Savcısı’nın istemine göre yapılan bu inceleme Sulh Ceza Hâkimi tarafından yapılmaktadır.

Kovuşturma evresinde ise hâkim ya da mahkeme re ‘sen bu konuda bir karar verebilir. Sanık bu süreçte tutukevinde bulunurken tutukluluk halinin devam edip etmeyeceğine her oturumda karar verilir.  Koşulların gerektirdiğinde bu inceleme duruşmalar arasında en geç 30 gün içinde de yapılabilmektedir.

İstinaf Mahkemesi’ne yapılan başvurularda yerel mahkemenin mahkûmiyet kararından Bölge Adliye Mahkemesi’nin dosya inceleme sürecine kadar geçen aralıkta tutukluluk incelemesi yapılmaz. Uygulamada tutukluluğun mahkûmiyet kararına yönelik bir tedbir olarak değerlendirildiği görülmektedir.

TUTUKLAMA VE MASUMİYET KARİNESİ

Kişi hakkında verilmiş bir mahkûmiyet hükmü bulunmadığı sürece hakkında ceza soruşturması ve kovuşturması yürütülmesi halinde masumiyet karinesine bağlı kalınması gerekir.  Her şüpheli veya sanık olarak tanımlanan kişinin masumiyet karinesine bağlı olarak suçsuz olduğundan yola çıkılarak soruşturma ve kovuşturması yapılır.

Masumiyet karinesi herkes tarafından korunmak zorundadır. Bu kapsamda basın organlarının yanı sıra devletin tüm organlarının da hakkında soruşturma veya kovuşturma yürütülen kişilerin suçsuzluk karinesinden yararlanabilme hakkını koruması gerekir.

TUTUKLU ARA MAHKEMEDE TAHLİYE OLUR MU?

Tutuklu olan sanık veya şüphelinin ara mahkemede tahliye olabilmesi için CMK 101. Maddede yer alan şartların oluşmadığı ortaya konulmak zorundadır. Bu sürecin bir ceza avukatı ile yürütülmesi gerekirken sanık ya da şüphelinin mahkemeye detaylı bir dilekçe ile müracaat etmesi gerekeceğinden hukuki destek alınması zorunlu hale gelir.

TUTUKLULUĞA İTİRAZ NEREYE YAPILIR?

Tutukluluğa itiraz işlemi kararın verildiği günün ardından 7 günlük süre içerisinde yapılmalıdır. Asliye Ceza Hakimliği’ne itiraz işlemi için müracaat edilmesi gerekmektedir.

TUTUKLANMAK NE DEMEK?

Sanık ya da şüpheli görülen kişinin somut bir olaya istinaden hâkim tarafından ceza davası görülmeden önce hürriyetinin kısıtlanması tutuklama olarak adlandırılmaktadır. Bu karar kişiye yönelik olarak uygulanır. Kişi hürriyetini kısıtlayan bir tedbir kararı olan tutuklama, hukuki nitelik taşımaktadır.

TUTUKLAMA KARARI NEDEN ÇIKAR?

Tutuklama kararını hâkim verir. Bu karar sanık ya da şüphelinin kaçma ihtimali olduğunda, delillerin korunması için çıkarılır. Tutuklama kararı ile yargılamanın daha sağlıklı koşullarda yapılabilmesi amaçlanmaktadır.

TUTUKLAMA YAPILAMAYAN SUÇLAR NELERDİR?

Adli para cezası gerektiren suçlarda, hapis cezasının üst sınırı 2 yıldan az olan suçlarda tutuklama kararı verilememektedir.

TUTUKLAMA KARARINI KİM VERİR?

Tutuklama kararını yalnızca hâkim verebilmektedir. Hâkim ya da mahkemece verilebilen bu karar sanık ya da şüpheli kişi için verilebilmektedir.

TUTUKLAMA YASAĞI NEDİR?

Tutuklama yasağı bası suçlarda söz konusudur. Suç ve cezaların bazılarında mahiyet ne olursa olsun tutuklama kararı verilememektedir. Adli para cezasına konu olan suçlarda, kanundaki ceza sınırı 2 seneden fazla olmayan suçlarda tutuklama yapılamamaktadır.

TUTUKLULUĞUN DEVAMI KARARI

Tutukluluğun devamı kararı tutukluluk incelemesinde ya da olağan duruşmada cezaevinde tutuklu olan kişi hakkında verilen ve tutukluluğun sürmesine yönelik uygulanan bir karardır. Bu karara itiraz edilebilmektedir.

TUTUKLULUĞUN DEVAMINA İTİRAZ NEREYE YAPILMALIDIR?

Tutukluluğun devamına itiraz etme hakkı sanık ya da şüpheliye tanınmış olan bir haktır. Bu karara itiraz edileceği zaman CMK genel itiraz kanun yolu hükümlerine tabi olunur.

TUTUKLAMA SEBEPLERİ NELERDİR?

Tutuklamanın gerçekleşebilmesi için nedenlere dayanılması gerekir. Şüpheli veya sanığın kaçma şüphesinin olması, delillerin zarar görme ihtimali, sanık ya da şüphelinin tanık, mağdur ya da diğer kişiler üzerinde baskı kurma şüphesi karşısında hâkim tarafından tutuklama kararı verilebilir. Tutuklama için kuvvetli şüphenin varlığına gerek duyulmaktadır.

TUTUKLAMA SÜRESİ NE KADAR?

Tutuklama süresi ağır ceza mahkemesinin görev alanına girmeyen suçlarda en çok bir yıl olur. Gerekçe göstermek sureti ile süre 6 ay uzatılabilir. Ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçlarda tutukluluk süresi en fazla iki yıl olur. Uzatma süresi ile en fazla 3 yıla çıkabilen tutukluluk hali terörle mücadeleyi gerektiren suçlarda daha uzun süreleri kapsar. Terörle Mücadele Kanunu kapsamında işlenen suçlarda tutukluluk hali 5 yılı geçememektedir.

18 YAŞ ALTI TUTUKLULUK SÜRESİ NE KADAR?

Tutukluluk süresi sanık ya da şüphelinin yargılamasının yapılacağı dava türüne göre değişmektedir. Ceza davası ya da ağır ceza davalarında tutukluluk süresinde değişiklik olabilir. Bunun yanı sıra Terörle Mücadele Kanunu kapsamında işlenen suçlarda tutukluluk süresi diğer suçlara göre daha uzun tutulabilmektedir. 18 yaş altındaki kişilerde tutukluluk süresi ¾ oranında daha az hesaplanır. Fiil işlendiğinde 15 yaşını doldurmamış olan çocuklar için bu süre yarı oranda indirilmektedir.

TUTUKLAMA KARARININ KENDİLİĞİNDEN HÜKÜMSÜZ HALE GELMESİ

Tutuklama kararının kendiliğinden hükümsüz hale gelmesi, tutuklama kararının geri alındığına ilişkin bir karara gerek olmaksızın tutuklama kararının geçersiz kalmasıdır.

Tutuklama kararını hükümsüz hâle getiren başlıca durumlar şunlardır:

  • Kovuşturmaya yer olmadığı kararı,
  • Beraat kararı,
  • Ceza verilmesine yer olmadığı kararı,
  • Cezanın ertelenmesi kararı,
  • Muhakeme koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle verilen düşme kararı,
  • Tutuklulukta geçirilecek azami sürenin dolması.

TUTUKLULUK EN FAZLA NE KADAR DEVAM EDER?

Tutuklama bir koruma tedbiri olduğu azami bir süresi vardır. Buna göre güncel düzenlemeler çerçevesinde tutukluluk süresi ile ilgili kuralları şu şekilde sıralayabiliriz:

Asliye ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarda tutukluluğun üst sınırı 1 yıldır. Fakat bu 1 yıllık süre, şüpheli, sanık, müdafii ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınarak 6 ay kadar uzatılabilir. Dolayısıyla asliye cezalık suçlarda bir kişi kural olarak en fazla 18 ay kadar tutuklu kalabilir. Sonrasında tutukluluğa son verilmesi zorunluluktur.

Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarda tutukluluğun üst sınırı 2 yıl olarak belirlenmiş durumdadır. Ancak bu 2 yıllık sürenin, şüpheli, sanık, müdafii ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınarak 3 yıl daha uzatılması mümkündür. Dolayısıyla ağır cezalık suçlarda bir kişi kural olarak en fazla 5 yıl tutuklu kalabilir.

Devlete karşı işlenen suçlar ile Terörle Mücadele Kanununda yer alan suçlar bakımından tutukluluğun uzatılma süresi 5 yıldır. Dolayısıyla bu iki grup suçu işleyen kişiler için 2+5=7 yıllık azami tutukluluk süresi söz konusu olabilir.

Kişi bu azami sürelerin dolması ile veya dolmadan adli kontrol kararı verilerek serbest bırakılabilir. Şüpheli veya sanığın bu şekilde adli kontrol kararı ile serbest bırakılmasına rağmen kontrol kararında kendine yüklenen yükümlülüklerine uymaması durumunda yeniden tutuklanması söz konusu olur.

Böyle bir durumda;

Asliye cezalık suçlarda 2 ay daha

Ağır cezalık suçlarda 9 ay daha tutuklama söz konusu olur. Bunlar da azami sürelerdir.

TUTUKLULUK VE TUTUKLULUĞA İTİRAZ SÜRECİNDE CEZA AVUKATI DESTEĞİ

Yukarıda önemli ayrıntılarına değindiğimiz itiraz süreci, çoğu kişi için hayati önem taşımaktadır. Tutuklama ve buna itiraz kurumları sayesinde büyük mağduriyetler giderilebiliyor. Tutuklama ve tutukluluğun devamı, kişilerin Anayasal haklarını sınırladığı için kanuni olarak çok sıkı şartlara tabi kılınmıştır. Bu tutuklama kararının gelişigüzel verilmesi durumunda itiraz süreci işletilerek tahliye sağlanabilir.

Ancak tutuklama ve tutukluluğa ilişkin kararların hukuka aykırı yanlarının tespiti de ciddi hukuk bilgisine ve değişen mevzuatın sürekli yakından takip edilmesine bağlıdır. Ayrıca mahkemelerin genel yaklaşımı ile Yargıtay kararlarının biliniyor olması da süreç içerisinde olumlu sonuç alabilmek adına büyük önem taşır.

Bu nedenlerle ilgili süreçte olumlu netice alınmak isteniyorsa tecrübeli bir ceza avukatının hukuki desteğinin alınması şarttır. Aksi halde hatalı yahut ihmali unsurlarla dolu bir itiraz dilekçesi ne mahkeme tarafından ne de itiraz mercii tarafından ciddiye alınmaz.

Tutukluluğa İtiraz Dilekçe Örneği

… Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne / …. Ağır Ceza Mahkemesi’ne/ … Asliye Ceza Mahkemesi’ne

Şüpheli/Sanık: …

Müdafii:

Tutuklama Kararı: 01/01/2024

Konu: Tutuklama kararına itirazlarımız

Açıklamalar

1- Şüpheli/sanık hakkında 01/01/2024 tarihinde tutuklama kararı verilmiştir. Ancak atılı suç vasfının şüpheli lehine değişme olasılığı yüksektir. Yine, şüphelinin/sanığın delilleri karartma ihtimali mevcut değildir.

2- Şüpheli/sanık sabit ikametgah sahibi olup, kaçma şüphesi mevcut değildir. Tutuklama kararı ölçülü değildir. Sanık/şüpheli atılı suçtan oldukça uzun süredir tutukludur.

3- Şüpheli/sanığın atılı suçu işlediğine dair kesin, somut ve inandırıcı delil mevcut olmayıp, üzerine atılı suçtan kuvvetli şüphe de mevcut değildir

4- Şüpheli/sanık hakkında adli kontrol tedbirlerine hükmedilmesi, daha ölçülü olacaktır.

İstem Ve Sonuç: Yukarıda açıklanan ve re’sen gözetilecek diğer nedenlerle, şüpheli/sanık hakkında verilen tutuklama kararının kaldırılmasına, şüpheli/sanığın tahliyesine veya uygun görülecek adli kontrol tedbirlerine hükmedilmesine karar verilmesini vekaleten talep ederiz.

Şüpheli/Sanık Müdafii

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu