AYRILIK DAVASI NEDİR? ŞARTLARI
AYRILIK DAVASI NEDİR?
Ayrılık Davası, boşanmaya neden olacak haklı sebeplerin ispat edilmesine rağmen eşler arasındaki ortak hayatın yeniden kurulma ihtimalinin bulunması durumunda, evliliğin 1 yıl ile 3 yıl arasında tatil edilmesidir. Bu kapsamda açılan davalara da ayrılık davası denilmektedir. Kanunda yazan boşanma sebeplerinin varlığına rağmen evlilik bağının tamamen kopmasını engelleyen bir davadır. Evlilik birliğini ayakta tutmayı öngören bir davadır. Eşlerin arasında bir barışma ihtimalinin olduğu durumlarda sıklıkla ayrılık kararı verilir.
Boşanmanın hüküm ve sonuçlarını doğurmadan, eşlerin yeniden bir araya gelebilme ihtimali olması halinde eşlerin 1 ve 3 yıl arasında ayrı yaşamasına aile mahkemesi tarafından karar verilmesi durumuna “ayrılık davası” denir. Türk Medeni Kanunun 167. maddesi uyarınca, “Boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma, dilerse ayrılık isteyebilir.” Yani eşlerden birinin isteği üzerine ayrılık davası açılabileceği gibi; açılmış olan boşanma davasında da ortak hayatın yeniden kurulabileceğine dair ihtimal görülürse hakim takdir yetkisiyle ayrılık kararı verilebilir. Boşanma davası sürerken ortak hayatın yeniden kurulabileceğine dair ihtimal gören hakim re’sen (kendiliğinden) de ayrılık kararını verebilir. Hakim takdir yetkisini kullanarak ve somut olayı dikkate alarak eşler arasında ortak hayatın yeniden kurulup kurulamayacağına karar verir. Ayrılık davasında mevcut evlilik hukuken sonra ermemekte, devamlılığını sürdürmektedir.
- Madde 167– Boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma, dilerse ayrılık isteyebilir.
- Madde 168- Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
- Madde 169- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.
- Madde 170- Boşanma sebebi ispatlanmış olursa, hakim boşanmaya veya ayrılığa karar verir. Dava yalnız ayrılığa ilişkinse, boşanmaya karar verilemez. Dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir.
- Madde 171- Ayrılığa bir yıldan üç yıla kadar bir süre için karar verilebilir. Bu süre ayrılık kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar.
- Madde 172- Süre bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer. Ortak hayat yeniden kurulmamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Boşanmanın sonuçları düzenlenirken ilk davada ispatlanmış olan olaylar ve ayrılık süresinde ortaya çıkan durumlar göz önünde tutulur.
- Ayrılık süresi sonunda, taraflar tekrar birlikteliklerine devam edebilecek durumda değilse, ayrılık kararına dayanılarak boşanma davası açılabilmektedir. Ancak toplumda ayrılık kararı çoğunlukla boşanma kararıyla karıştırılmaktadır. Ayrılık süresince eşlerin birbirlerine olan yükümlülükleri devam etmektedir. Tarafların ayrılık süresinde evliliğe aykırı davranışları, boşanmaya sebebiyet verebilmektedir.
AYRILIK DAVASININ ŞARTLARI NELERDİR?
Türk Medeni Kanunu, ayrılık davası açılabilmesi için herhangi bir şart düzenlememiştir. Zira boşanma sebeplerinin varlığı, bu davanın açılabilmesi ve dava neticesinde ayrılık kararına hükmedilebilmesi için kafidir. Ancak boşanma sebeplerinin var olması hakimin karar verirken mutlak suretle bu sebeplere bağlı olacağı anlamına gelmez. Zira hakim karar verirken takdir yetkisini kullanır. Söz konusu sebepler şu şekilde ifade edilebilir:
- Evlilik birliğinin temelden sarsılması,
- Zina,
- Haysiyetsiz hayat sürme,
- Terk,
- Akıl Hastalığı.
şeklindedir. Fakat boşanma sebeplerinden bazılarının varlığı durumunda, taraflar arasında uzlaşı ihtimali kalmadığı kabul edilir. Bu sebepler ise şu şekildedir:
- Hayata kast,
- Pek kötü davranış,
- Onur kırıcı davranış.
Davayı açan taraf sadece ayrılık kararı istiyorsa bu durumda hakimin boşanma kararı vermesi mümkün değildir. Hakimin takdir yetkisi, davanın boşanma talebiyle açılması durumunda söz konusudur. Boşanma talebiyle açılan davada hakim ayrılık kararına hükmederse, ayrılık kararına hükmetme gerekçesini karar ile birlikte belirtir.
AYRILIK SÜRESİ NE KADARDIR?
Ayrılık süresi Türk Medeni Kanunu madde 171’de düzenleme alanı bulmuş olup 1 yıl ile 3 yıl arasında değişmektedir. Ayrılık süresinin belirlenmesi hakimin takdirindedir. Hakim, süreyi tespit ederken, taraflar arasındaki evlilik birliğinin ne oranda sarsıldığını, davaya sebep olan hallerin taraflarda yarattığı etkileri ve bu etkilerin silinmesi, uzlaşma sağlanması için ne kadar süre gerekli olduğunu gözeterek karar verir.
Ayrılık süresi, ayrılık kararının kesinleşmesiyle birlikte başlar. Ayrılık kararının kesinleşip kesinleşmediği ise hukuki sürece hakim, deneyimli bir İstanbul boşanma avukatı ile birlikte takip edilmelidir. Zira uzman İstanbul boşanma avukatı nezaretinde ilerlenmesi kişi adına çok daha müspet neticeler doğuracaktır.
Ayrılık süresinin tamamlanmasıyla birlikte taraflar; evlilik birliğine devam etme kararı alabileceği gibi boşanma yoluna da gidebilir. Hakim tarafından takdir edilen ayrılık süresinin uzatılması mümkün değildir. Bununla birlikte bir ikinci ayrılık kararı verilebilmesi de söz konusu değildir. Bir kez verilen ayrılık kararı sonrasında sürenin tamamlanmasıyla tarafların boşanma davası açma hakkı doğar.
AYRILIK DAVASI GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
Aile Hukukundan doğan uyuşmazlıklardan birisi olan ayrılık davası, aile mahkemeleri eliyle yürütülür. Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemesinde ayrılık davası açılacaktır. Ayrılık davasında yetkili mahkeme ise; taraflardan birinin yerleşim yeri veya son altı aydan beri birlikte yaşadıkları yer mahkemesidir. Ayrılık davasına ilişkin süreçte hak ve menfaat kaybı yaşamak, sürecin sağlıklı bir şekilde yürütülmesine sağlamak adına aile hukuku avukatından hukuki yardım alınması oldukça faydalı olacaktır.
AYRILIK KARARININ SONUÇLARI NELERDİR?
Ayrılık kararı verildiği takdirde eşlerin arasındaki evlilik bağı kopmamasına rağmen gevşemektedir. Aynı zamanda eşler birbirlerinde ayrı yaşamaya başlarlar. Bu sebeple eşler birbirlerinden farklı yerleşim yerleri edinebilirler. Ancak ayrılık kararı verilmesi boşanmak anlamına gelmediği için, eşler bir başkasıyla evlenemezler. Bu sebeple kadın eş, erkek eşin soyadını taşımaya devam eder. Eşler aynı zamanda birbirlerinin mirasçısı olmaya devam ederler. Evlilikleri sona ermediği için birbirlerine karşı olan sadakat mükellefiyetleri de devam eder.
Ayrılık kararını veren hakim, eşlerin birlikte yaşamaları durumu bir süre ortadan kalkacağı için, evlilik birliğinin beraberinde getirdiği maddi ve şahsi ilişkileri de yeniden düzenlemek zorundadır. Hakim gerekli tedbirleri alırken, eşlerin bir süre sonra bir araya geleceklerini göz önünde tutarak alınması zorunlu olan geçici tedbirlerle yetinmelidir.
AYRILIK KARARI İLE BOŞANMA KARARI ARASINDAKİ FARKLAR
Boşanma kararı neticesinde eşler arasındaki evlilik birliği sona erer. Evlilik birliğinin sona ermesiyle beraber eşlerin birbirine mirasçı olması durumu, evlilik birliğinden doğan hak ve yükümlülükler de sona ermektedir. Fakat ayrılık kararı neticesinde evlilik birliği devam etmektedir. Ayrılık sürecinde eşlerin birbirlerine karşı sadakat yükümlülükleri, yasal mirasçı olma hakları, ekonomik ve sosyal yükümlülükleri devam etmektedir.
Ayrılık sürecinde mahkemece, tarafların varsa müşterek çocuklarının velayetine ilişkin karar verecektir. Bunun yanı sıra tarafların sosyo-ekonomik durumlarını da dikkate alarak nafakaya hükmedebilmektedir.
HAKİM HANGİ HALLERDE KENDİLİĞİNDEN AYRILIK KARARI VERİLİR ?
Hakim önüne gelen boşanma davasında boşanmak isteyen eşlerin zamanla ortak hayatı yeniden kurabileceğine kanaat getirirse kendiliğinden ayrılık kararı verebilir. Bu bağlamda hakimin boşanma davalarında seçimlik hakkı vardır. Hakim ya boşanmaya karar verecektir ya ayrılığa karar verecektir ya da davayı reddedecektir. Boşanma amacıyla açılan davalarda bu sebepten ötürü boşanma yerine ayrılık kararı alınabilmektedir. Hakim özellikle boşanmak isteyen eşlerin ileride evliliklerini devam ettirebileceklerine kanaat getirmesiyle ayrılık hükmü verir. Şayet verilen bu ayrılık hükmü uyarınca ayrılık süresince eşler birleşmezler ise ve boşanma kararını sürdürürlerse hakim bu takdirde boşanmaya karar verecektir.
Şiddetli geçimsizlik, zina, terk gibi TMK’da yer alan hangi boşanma sebebine dayanıldığı önem arz etmemektedir. Yukarıda bahsettiğimiz “evliliğin ileride kurtarılabileceği” kanaati varsa hakim re’sen boşanma yerine ayrılığa karar verebilir. Hakimin ayrılık kararı verebilmesi için “ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı” bulunmalıdır. Bu olasılığın varlığını hakim değerlendirir. Hakim bu değerlendirmeyi yaparken uzman kişilerden de görüş alabilir. Bununla birlikte hakim, somut olayın özelliklerini değerlendirerek eşlerin durumlarını, boşanma iradelerinin kesin olup olmadığını, kararsızlık yaşayıp yaşamadıklarını da göz önünde bulundurur. Ayrılık hükmü boşanmadan farklıdır. Ayrılık kararı verildiğinde evliliğiniz son bulmaz.
AYRILIK SÜRESİNCE EŞLERİN SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Eşlerin en temel yükümlülüklerinden bir tanesi, sadakat yükümlülüğüdür. Eşler, kural olarak ölüme dek birlikte olmak, duygusal ve cinsel anlamda sadece eşiyle olmak üzere evlenirler. Evlendikten sonra makul görülmeyecek ve sadakat yükümlülüğüne aykırı olacak şekilde temasa ve ilişkiye girmek, sadakat yükümlülüğünü ihlal eder.
Ayrılık davasının bir boşanma hükmü içermemesi ve ayrılık davası sonucunda boşanmaya karar verilememesi neticesinde her ne kadar açılan ayrılık davasında tarafların ayrı yaşamasına karar verilecek olsa da taraflar esasen boşanmış sayılmamaktadır. Evlilik birliğinin sürdüğü ayrılık kararında da eşler kanundan gelen kurallara uymakla mükelleftirler. Bu husus sadakat yükümlülüğünü de kapsamaktadır. Ayrılık süresince sadakat yükümlülüğüne uyulmadığı hallerde bu durum boşanma nedeni teşkil edecektir.
Ayrılık süresinde eşlerin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması sonrasına açılacak boşanma davasında aykırı davranan tarafın kusurlu sayılması anlamına gelmektedir. Ayrılık süresince sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan tarafa karşı boşanma davası açılabilir. Açılacak davada yükümlülüklerine uygun davranan eş, diğer eşten tazminat talep edebilecektir.
AYRILIK DAVASINDA NAFAKA
Ayrılık davası yargılaması devam ederken tarafların müşterek çocuğunun bulunması halinde çocuk lehine ve davacı kendisi lehine tedbiren nafaka ödenmesi için mahkemeden talepte bulunabilir. Mahkemece taraflar için ayrılık kararı verilir ise ayrılık süresince nafaka ödenmesi şeklinde karar tesis edilebilmektedir. Mahkemece hükmedilecek nafakanın ödenmemesi veya eksin ödenmesi halinde nafaka icra takibi süreci yürütülerek nafaka tahsil işlemleri gerçekleştirilir. Bu konuda daha detaylı bilgi için Nafaka İcra Takibi isimli makalemizi okuyabilirsiniz.
AYRILIK DAVASINDA VELAYET KİMDE KALIR?
Evlilik birliği devam ederken müşterek çocuk / çocukların velayeti her iki eşe aittir. Başka bir deyişle taraflar ortak velayete sahiptirler. Ancak eşler hakkında ayrılık kararı verilirse, velayet taraflardan birisine verilecektir. Aile mahkemeleri velayet hakkında karar tesis ederken müşterek çocuğun yaşı, eğitimi, anne bakımına muhtaç durumda olup olmadığı hususlarını göz önünde bulundurarak müşterek çocuğun / çocukların üstün yararını dikkate alacaktır. Velayet hususunda daha detaylı bilgi edinmek için Velayet Davası Ve Velayetin Değiştirilmesi isimli makalemizi okuyabilirsiniz.