BOŞANMA DAVASINDA KADININ HAKLARI
Boşanma davasında kadının hakları nelerdir? Bu soru boşanacak her kadının merak ettiği konulardan biridir. Evlenmenin gerçekleşmesi ile kurulan evlilik birliği her ne kadar sürekli hayat ortaklığına yönelik olarak kurulmuş olsa da, zaman zaman evlilik birliğinin gerekliliklerine riayet edilmemesi durumunda evlilik birliği zarar görmekte ve telafisi mümkün olmayan bir mertebeye varılmasının nihayetinde evlilikler boşanma ile son bulmaktadır. Boşanma birçok toplumda olduğu gibi maalesef ülkemizde de bir gerçeklik olarak karşımıza çıkmaktadır. TÜİK verilerine göre ülkemizde boşanan çiftlerin sayısı 2021 yılında 175 bin 779 iken 2022 yılında 180 bin 954 olmuştur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile boşanma davasında tarafların neler talep edebilecekleri ve hangi hususlara dayanarak dava açılabileceğine dair düzenlemeler yapılmıştır. TMK düzenlemelerine göre boşanma davasında kadının hakları;
Boşanma Davasında Kadının Hakları :
- Kadın davada boşanma ile birlikte aşağıdaki hakları talep edebilir:
- Maddi ve manevi tazminat hakları
- Kadının nafaka hakları (tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası)
- Mal paylaşımından kaynaklı alacak hakları
- Aile konutu şerhi isteme hakkı
- Ücretsiz avukat talep hakkı (adli yardım hakları)
- Koruma kararı talep etme hakkı
- Çocuğun velayeti hakkı
- Çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkı
- Çocuğun teslim edilmesini talep hakları
- Ortak konutun tahsisi hakkı
- Şahsi eşyalarını talep hakkı
- Kadının ziynet eşyası hakları
Boşanma davasında kadının hakları başlığı altında sıralanan haklardan öne çıkanlara ilişkin önemli hususları izah etmekte fayda var. Ayrı başlıklarda incelemeye geçmeden önce belirtmek gerekir ki; boşanma davasında kadının haklarının korunması için, aile hukuku ve TMK üzerine ihtisas sahibi bir avukat yardımı gerekir. Boşanma öncesi, sırası ve sonrasında hatalı veya ihmali bir işlem sebebiyle telafisi güç bir kayıp yaşanmaması amacıyla avukat yardımına başvurmak en doğru yaklaşımdır.
BOŞANMA DAVASINDA KADININ HAKLARI NASIL KULLANILIR?
Boşanma davasında hakların talep edilmiş olması kadın bakımından çok önemlidir. Zira bazı hakları kadın talep etmedikçe hakim kendiliğinden gözetemez. Kadının haklarının neler olduğu tek tek tespit edilerek uygun delillerle hakimin bunlara yönelik karar vermesini sağlamak gerekir. Bu nedenle hak taleplerinin HMK ve TMK’ya göre yapılması gerekir.
ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASINDA KADININ HAKLARI
Taraflardan birinin boşanmak istememesi veya her iki tarafın da boşanmak istemesine karşın boşanmanın ferilerinde anlaşamaması halinde çekişmeli boşanma davası söz konusu olur. Çekişmeli boşanma davasında kadına birtakım haklar tanınmıştır. Çekişmeli boşanma davasında kadın, boşanmayla beraber şunları da talep edebilir:
- Maddi ve manevi tazminat hakları,
- Aile konutu şerhi isteme hakkı,
- Kadının nafaka hakları (tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası),
- Koruma kararı talep etme hakkı,
- Çocuğun velayeti hakkı,
- Mal paylaşımından kaynaklı alacak hakları,
- Çocuğun teslim edilmesini talep hakları,
- Çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkı,
- Şahsi eşyalarını talep hakkı,
- Ortak konutun tahsisi hakkı,
- Ücretsiz avukat talep hakkı (adli yardım hakları),
- Kadının ziynet eşyası hakları.
ANLAŞMALI BOŞANMADA KADININ HAKLARI
Tarafların her ikisinin de boşanmak istemesi ve boşanmanın ferilerinde uzlaşması halinde anlaşmalı boşanma davası açılabilir. Fakat evlilik birliğinin bir yıl sürmüş ve anlaşmalı boşanma protokolü düzenlenmiş olmalıdır. Çekişmeli boşanma davasında kadının hakları başlığı altında sıralanan haklar anlaşmalı boşanma davası yoluna giden kadınların da hakkıdır.
BOŞANMA DAVASINDA KADININ TEDBİR NAFAKASI HAKKI
Boşanma davasında kadınların haklarından en önemlisi de kadının tedbir nafakası hakkıdır.
Tedbir nafakası, boşanma veya ayrılık davası açıldığında; hakimin, davanın süresince gerekli olan; özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin aldığı geçici önlemlerden biridir.
Boşanma davası açılması durumunda kadın; barınmasına, geçinmesine ve çocukların bakımı ve korunmasına ilişkin olarak boşanmak istediği eşinden mahkeme aracılığıyla tedbir nafakası talep edebilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus kadının bu nafakaya ihtiyacının olmasıdır.
Kadın, tedbir nafakası talep etmek için dilekçe ile birlikte miktar belirterek bu talebini öne sürmelidir.
BOŞANMA DAVASINDA ÇOCUK İÇİN TEDBİR NAFAKASI HAKKI
Eşlerin müşterek çocukları olması durumunda, boşanma davası sürecinde velayet tedbiren kendisine verilmiş olan taraf, karşı taraftan çocuk için tedbir nafakası isteme hakkına sahiptir.
Çocuk için tedbir nafakası hakkı, velayet dava sürecinde kendisine verilmemiş olan tarafın; çocuğun bakımı, barınması ve ihtiyaçları için ödemek zorunda olduğu nafaka türüdür.
Hakim, velayeti tedbiren verdiği kişiyi belirlerken aynı zamanda velayet kendisine verilmeyen tarafı, çocuk için tedbir nafakası ödemeye hükmeder. Bunun için talepte bulunmaya gerek yoktur. Ancak yine de velayet tedbiren kendisine bırakılmış olan kadın, nafaka miktarını belirterek çocuk için tedbir nafakası talep edebilme hakkına sahiptir.
BOŞANMA DAVASINDA KADININ İTİRAZ HAKKI
Boşanma davasında kadının hakları başlığı altında öncelikle itiraz hakkından söz etmek gerekir. Kadın, kocası tarafından açılan boşanma davasında davaya cevap verme ve itirazlarını ileri sürme hakkına sahiptir. Kadının davaya itirazının, yani boşanmak istememe talebinin kabul edilebilmesi için, kocanın kusurunun kadının kusurundan daha ağır olması gerekir. Kocanın kusurunun daha ağır olması halinde, kadının boşanma davasına dair itirazı, boşanma kararı açısından sonuca etki etmeyecektir.
Kadının itiraz hakkını; kocanın kusurlarını ileri sürer nitelikte ve kanuna uygun şekilde kullanması, kadın adına müspet sonucun elde edilebilmesinde oldukça mühimdir. Kocanın daha ağır kusuru olmasına ve bunun mahkemeye ifade edilmesine karşın, mahkeme, somut durumun özellikleri ve koşullarına göre, itiraz hakkının kötüye kullanıldığını değerlendirebilir. Bu tür durumlarda dava görülmeye devam eder ve hatta boşanma gerçekleşebilir.
İfade edilen durum gibi hatalı veya yanlış temsiller sebebiyle hak ve menfaat kaybı yaşamamak adına boşanma davası çerçevesinde hakların etkin ve doğru bir biçimde ileri sürülmesi ve süreç boyunca icrası gereken işlemlerin hukuka uygun nitelikte yerine getirilebilmesi için, emsal davalarla deneyim kazanmış yetkin bir boşanma avukatından yardım almak en doğru yaklaşımdır. Bu bahsi tamamladıktan sonra, boşanma davasında kadının hakları başlığı altında merak konusu diğer bahisleri izah edelim.
BOŞANMA DAVASINDA KADININ MADDİ TAZMİNAT HAKKI
Türk Medeni Kanunu 186/3 gereği eşler evlilik devam eder ederken masraflara birlikte karşılama güçleri doğrultusunda hem paraları hem emekleriyle katılırlar. Boşanmada maddi tazminatla bu imkanın kaybolmasına sebep olan eşin bu imkanı kaybeden eşin zararını karşılaması sağlanır. Yoksulluk nafakasından farklıdır.
Aile kurumunun emrettiği yükümlülükleri ihlal ve ihmal eden ve evlenmenin sonlanmasına sebep olan kusurlu eş, daha az kusurlu ya da kusursuz eşe karşı zararından dolayı tazminat ödeyecektir. Bu tazminat , sözleşmenin ifasının gerçekleşmemesinden değil aile kurumundan doğmaktadır. Bu nedenle Türk Medeni Kanunu’nun 174/1. Maddesi’nde ayrıca düzenlenmiştir.
Madde 174- Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.
Maddi tazminatın talep edilmesi için boşanmanın kesinleşmiş olması gerekir. Doğan zararın anlaşılabilmesi için mal rejimi tasfiyesini yapılmış olmalı yani mal paylaşımı yapılmış olmalıdır.
Maddi tazminatı talep eden tarafın halihazırda mevcut menfaatleri ya da evlilik devam etmiş olsaydı doğacak olan menfaatleri bulunmaktadır. Boşanmada maddi tazminat hakkının kazanımı için kusursuz ya da daha az kusurlu taraftan mutlak kusursuz olması beklenemez.
Kadın hakimden sözlü veya yazılı olarak boşanma davasında maddi tazminatı talep etmelidir veya ayrıca maddi tazminat davası açabilir. Boşanma davasında ya da boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde maddi tazminat talep edilebilir.
Zararı, kural olarak Türk Medeni Kanunu 166/II gereğince hakim belirler.
BOŞANMA DAVASINDA KADINI MANEVİ TAZMİNAT HAKKI
Türk Medeni Hukuku 174/2’de Manevi tazminat düzenlenmiştir. Manevi tazminat hakkı doğmuş boşanan kadının, boşanma nedeniyle kişilik haklarına saldırılmış, ruhsal ve moral durumu zedelenmiş ve manevi zarara uğratılmıştır. Bu zarardan doğan acı, ıstırap ve üzüntünün giderilmesi amaçlanır.
Manevi tazminat hakkının kazanılmasına sebep olan kişilik haklarına yapılan saldırılara örnek olarak şerefe, haysiyete saldırı, kişinin sır ve özel hayat alnına müdahale edilmesi veya bu alanın paylaşılmasıyla yapılan saldırı, aile hayatı ve çevresine yapılan saldırı sayılabilir. Duygusal olarak ya da sosyal olarak zarara uğratılan kadının beden bütünlüğüne yapılan saldırı da hem manevi hem maddi tazminat hakkının oluşmasına sebep olacaktır.
Manevi tazminat talep eden kadının da kusuru varsa Türk Borçlar Kanunu 50 vd. gereği tazminatta indirime veya manevi tazminat hakkının oluşmamasına sebep olacaktır.
BOŞANMA DAVASINDA ZİYNET EŞYASI ALACAĞI HAKKI
Boşanma davasında kadınların haklarından en önemlisi ziynet eşyası alacağı hakkıdır. Ziynet eşyası alacağını boşanma davası ile beraber aynı dava içerisinde ya da ayrı bir dava açarak istemek mümkündür. Ancak ziynet alacağı, boşanma davasıyla aynı dava içinde isteneceği zaman boşanma davası harcından ayrı olarak; talep edilen ziynet eşyası bedelinin nisbi harcı mahkemeye ödenmelidir.
Ziynet eşyalarının düğünde kendisine takıldığını ve sonrasında iradesi dışında kendisinden alındığını ispatlayan kadın, ziynet eşyalarının kendisine aynen iadesini ya da iadesi mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyalarının bedelini talep etme hakkına sahiptir. Boşanma davasında kadının haklarının her biri, ileri hukuk tekniği ve bilgisi gerektirir.
BOŞANMA DAVASINDA KADININ VELAYET HAKKI
Boşanmada velayet hakkının hangi tarafa bırakılacağı, uygulamada çekişmeye konu başlıca hususlar arasında yer alır. Velayet hakkı tayin edilirken birçok faktör gözetilir; ancak, çocuğun üstün menfaati, velayete etki eden faktörler arasında en belirleyici faktördür. Çocuğun üstün yararı değerlendirilirken pek çok kriter dikkate alınır. Söz gelimi; çocuğun yaşı, eğitimi, fiziksel ve ruhsal durumu, tarafların ekonomik gücü, yaşam standardı vs.
Hakim, velayete ilişkin kararını verirken; velayet hakkına sahip olacak taraf ve çocuğun birlikte yaşaması durumunda çocuğun fiziksek, duygusal ve ekonomik gereksinimlerinin ne ölçüde karşılanacağı üzerinde değerlendirme yapar. Çocuğun anne ve babadan hangisinde kalması halinde daha sağlıklı, refah ve mutlu bir yaşam süreceği araştırılır. Çocuğun yaşı itibariyle anne bakımına muhtaç olması halinde, velayet hakkı genellikle anneye verilmektedir. Boşanma davasında kadının haklarının her biri, ileri hukuk tekniği ve bilgisi gerektirir.
KADININ ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURMA HAKKI
Kanun koyucu, çocukla kişisel ilişki kurulması hususunu TMK m.323 ve 324’te düzenlemiştir. Buna göre; “Ana ve babadan her biri, velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir.” Anne ve babanın çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkı, velayet düzenlemesinin bir sonucudur. Dolayısıyla bu hak, hakim tarafından re’ sen gözetilir. Çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin düzenlemeler, çocuğun üstün yararı ilkesi çerçevesinde belirlenir.
“Ana ve babadan her biri, velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir.”
TMK m.324
“Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddî olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir.”
“Velayet kendisine bırakılan ana veya baba, kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerini yerine getirmezse çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayet değiştirilebilir. Bu husus kişisel ilişki kurulmasına dair kararda taraflara ihtar edilir.” boşanma davasında kadının haklarının her biri, ileri hukuk tekniği ve bilgisi gerektirir.
KADININ ÇOCUĞUN TESLİMİNİ TALEP HAKKI
Velayet hakkını elinde bulundurmayan tarafın çocukla kişisel ilişki kurma hakkı, velayet düzenlemesiyle birlikte taraflardan birine verilen velayet hakkının bir sonucudur. Kadın, çocuk ile ilişki kurulması hakkı çerçevesinde çocuğuyla zaman geçirebilir. Kadının çocuğu ile vakit geçirebilmesi içinse, görüşülmesi için anlaşılan günde çocuğun kadına teslim edilmesi gerekir. Baba, çocuğun anneye tesliminden kaçınırsa, kadının çocuğun teslimini talep etme hakkı doğar. Boşanma davasında kadının haklarının her biri, ileri hukuk tekniği ve bilgisi gerektirir.
BOŞANMA SÜRECİNDE MAL REJİMİNDEN DOĞAN HAKLAR
Tarafların evlilik birliği süresince edindiği menkul ve gayrimenkul mallar mal rejiminden doğan haklara tabidir. Ancak mal rejiminden doğan haklar boşanma davası ile beraber istenemez. Mal rejiminden doğan alacak haklarının talebi için ayrı bir dava açılmalıdır. Bu davanın görülmesi ve malların tasfiyesi için boşanma kararının kesinleşmesi gerekir. Bu davalar hukuki bilgi ve teknik takip gerektiren davalardır. Bu sebeple boşanma davalarında tecrübeli bir avukat ile takip edilmesinde fayda vardır. boşanma davasında kadının haklarının her biri, ileri hukuk tekniği ve bilgisi gerektirir.
BOŞANMA DAVASI DEVAM EDERKEN EVİ KULLANMAYI TALEP HAKKI
Kadın, boşanma davasına devam edilirken ortak konutun kendisine özgülenmesini mahkemeden talep edebilir. Müşterek konutun maliki koca ise ya da müşterek konutta kiracılar vat ve kira sözleşmesinin tarafı koca ise, ortak konutun kadına özgülenemeyeceği yönünde yaygın ve fakat yanlış bir kanı vardır. Söz konusu haller, müşterek konutun kadına özgülenmesine mani olmadığı gibi, kadının boşanmada kusurlu olması da engel teşkil etmez. boşanma davasında kadının haklarının her biri, ileri hukuk tekniği ve bilgisi gerektirir.
BOŞANMA SÜRECİNDE AİLE KONUTU ŞERHİ KONULMASINI İSTEME HAKKI
Evlilik birliği devam ettiği müddetçe tarafların ortak yaşadığı eve aile konutu adı verilir. Aile konutu şerhi ise taraflardan birinin diğer tarafın iznine ihtiyaç duymaksızın tapuya giderek konut üzerinde devir, satış, kiralama gibi işlemlere engel olmak maksadıyla şerh koydurması işlemidir. Aile konutu şerhi konulmasını isteme hakkını kullanmak için taraflardan birinin tapuya giderek bazı belgeler sunması ve talepte bulunması gerekir. Bu belgeler şu şekilde sıralanabilir;
- Evlilik cüzdanı
- Nüfus kayıt örneği
- Aile konutu şerhi dilekçesi
- Başvuran tarafın nüfus cüzdanı
- Bahse konu meskenin aile konutu olduğunu belgeler nitelikte muhtarlıktan alınacak belge
Bu belgeler ile boşanma davasında kadınların haklarından biri olan aile konutu şerhi konulmasını isteme hakkını kullanarak kadın, eşinin rızası olmaksızın tapuya giderek eşinin ev üzerindeki tasarruf haklarını kısıtlayarak kendi haklarını koruyabilir.
BOŞANMA DAVASINDA KADININ ŞAHSİ EŞYALARINI TALEP HAKKI
Kadın, boşanma davasıyla birlikte şahsi eşyalarını talep etme hakkını haizdir. Nitekim, yasal mal rejimi olan “edinilmiş mallara katılma rejimi” hükümleri gereği, evlilik öncesi kadına ait mallar ve evlilik birliğinde kadına bağışlanan mallar kadının kişisel malı statüsündedir. Kadına ait kişisel mallar, mal paylaşımına dahil edilmeyecektir. Şahsi malların ardından, uygulamada merak konusu olan bir diğer hususa, yani ziynet eşyaların talebine değinelim. Boşanma davasında kadının haklarının her biri, ileri hukuk tekniği ve bilgisi gerektirir.
BOŞANMA DAVASINDA KADININ ZİYNET EŞYALARINI TALEP HAKKI
Altın, gümüş vs. değerli madenlerden üretilen, yüksek maddi değere sahip olan ziynet eşyaları, boşanma sürecindeki birçok eşin anlaşmazlığa düşmesine neden olur. Ziynet eşyaları edinilmiş mal kapsamında değerlendirilerek tasfiye edilemez. Zira, ziynet eşyaları da kişisel mal statüsündedir. Boşanma davasında kadın, düğünde kendisine takılan ziynet eşyaları da dahil olmak üzere, takıların tamamını talep etme hakkını haizdir. Boşanma davasında kadının haklarının her biri, ileri hukuk tekniği ve bilgisi gerektirir.
BOŞANMA DAVASINDA KADIN HAKLARINA YÖNELİK HUKUKİ DANIŞMANLIK VE TEMSİL
Boşanma davasında kadının hakları üzerinde temellenen makalemizde, kadınların sahip olduğu hakların yalnızca bazılarına değinilmiştir. Değinilen hakların yanı sıra, kadına ait olan hakların tamamında kayıp yaşanmaması ve mağduriyet oluşmaması için avukat yardımı almak son derece önemlidir. Zira, boşanma davasında kadının haklarının her biri, ileri hukuk tekniği ve bilgisi gerektirir. Aksi durumda, telafisi güç hukuki ve maddi kayıplar yaşanması kuvvetle muhtemeldir. boşanma davasında kadının haklarının her biri, ileri hukuk tekniği ve bilgisi gerektirir.
BOŞANMA DAVASINDA KADININ ÜCRETSİZ AVUKAT TALEP HAKKI
Adli yardım, dava açmak isteyen ancak maddi gücü yetersiz olan kişilerin dava açma hakkından mahrum kalmaması için kişilere baro tarafından ücretsiz avukat görevlendirilmesinin yapılması ve bazı koşullar ile dava harç ve masraflarından muaf olmalarının sağlanmasıdır. Adli yardım dolayısıyla avukatlık ücreti ve dava masraflarından muaf tutulabilmek için mali açıdan dava için gerekli giderleri ödeyemeyecek durumda olmak gerekmektedir. Mali gücü bulunmayan kişiler adli yardım başvurularını adli yardım kurullarınca talep edilen gerekli belgeleri sunmak suretiyle yapabilirler. boşanma davasında kadının haklarının her biri, ileri hukuk tekniği ve bilgisi gerektirir.
Boşanma davası açmak isteyen ancak avukatlık ücretini ve yargılama giderlerini ödeyemeyecek olan kadınlar da adli yardımdan yararlanabilmektedirler. Kadının talep etmesi ve talebinin uygun görülmesi sonucunda kadına baro tarafından bir avukat atanmaktadır. Ayrıca adli yardım hükümleri kapsamında yargılama giderleri ve dosya masrafları da hazine tarafından karşılanmaktadır. Adli yardım hakkında baroların web sayfalarına bakabilirsiniz. https://adliyardim.adalet.gov.tr/