Sağlık Hukuku

HASTA HAKLARI VE ŞİKAYET USULÜ

HASTA HAKLARI

Hasta Hakları; uluslararası ve ulusal mevzuat ile teminat altına alınan, tıbbi yardım talep eden ve bu amaçla bir sağlık kuruluşuna başvuran kişinin o sağlık kuruluşunda kendisine verilen bütün hizmet süreci içerisinde haklarının korunması adına yapılan uygulamaların tamamıdır. Hasta Hakları, insan sağlığının yüksek düzeyde korunmasını ve sağlık hizmetlerinin yüksek kalitede verilmesini amaçlar.

HASTA HAKLARI MEVZUATI VE HASTA HAKLARI YÖNETMELİĞİ

Hasta haklarının hukuki arka planının olduğunu söyledik. Bu konuda bazı mevzuat düzenlemeleri vardır.

  • Anayasa madde 56 (Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması)
  • Anayasa madde 17 (Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı)
  • 1 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi madde 355 (Sağlık hizmetleri)
  • 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu
  • 23420 Resmi Gazete sayılı Hasta Hakları Yönetmeliği

Görüldüğü üzere ciddi bir hukuki düzenleme mevcut. Ancak hasta haklarının neler olduğu, şikayet prosedürü vs. ayrıntılı olarak Hasta Hakları Yönetmeliğinde yer almıştır. Biz de yönetmelik hükümleri doğrultusunda konuyu açıklayacağız.

HASTA HAKLARI NELERDİR?

Yukarıda da belirttiğimiz üzere hasta haklarının ayrıntısı yönetmelikte kategorik olarak yer almıştır. Bunları genel olarak izah etmeden önce bir tablo ile göstermekte yarar görüyoruz. Şöyle ki:

ADALET VE HAKKANİYETE UYGUN OLARAK FAYDALANMA HAKKI:

Bütün hastalar, adalet ve hakkaniyet kuralları çerçevesinde sağlıklı yaşamın desteklenmesi ile ilgili çalışmalar ve sağlık hizmetleri de dahil olacak şekilde, ihtiyacına en uygun sağlık hizmetinden faydalanma hakkına sahiptir. Hastaların bu hakkı aynı zamanda bütün sağlık kuruluşlarının bu adalet ve hakkaniyete uygun davranma sorumluluklarını da belirir.

SAĞLIK HİZMETLERİNDEN NASIL YARARLANACAĞINA DAİR BİLGİ İSTEME HAKKI:

Bütün hastalar, sağlık hizmetlerinden ne şekilde yararlanacağına ilişkin bilgi isteme hakkına sahiptir. Bu bilgilendirme: hangi sağlık kuruluşundan hangi şartlara göre faydalanılabileceğini, ilgili sağlık kuruluşunun imkanlarının neler olduğunu ve bu imkanlardan faydalanma usulünün neler olduğunu kapsar.

Bütün sağlık kuruluşları bu kapsamda yeterli bilgi içeren broşürler hazırlamak, hastaları bu konularda bilgilendirmekle görevli birimler oluşturmak zorundadır. Hastanın bu konularda bilgilendirilmemesi ağır bir ihlaldir.

SAĞLIK KURULUŞUNU SEÇME VE DEĞİŞTİRME HAKKI:

Hastalar sağlık kurum ve kuruluşları arasında seçme ve seçtiği kuruluşun tüm imkanlarından yararlanma hakkına sahiptir. Ancak ilgili sağlık kuruluşunun tabi olduğu mevzuat kurallarına uygun hareket edilmesi gerekir.

Gene mevzuatta yer alan kurallar çerçevesinde hasta, tedavi gördüğü sağlık kuruluşundan başka bir kuruluşa sevk edilmesini isteyebilir. Tabi bu değişimin hasta için hayati tehlike doğurmayacağı veya durumunu ağırlaştırmayacağı hekim tarafından belirlenmelidir.

Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olup, mevzuatta yer alan sevk kuralları dışında seçim yapan kişiler aradaki ücret farkını ödemek zorunda kalabilir. Tabi acil vakalar bu kuralın istisnasıdır. Hastanın ilgili sağlık kuruluşunda kalmasında tıbben bir fayda kalmamışsa bu durum hastaya bildirilir.

PERSONELİ TANIMA, SEÇME VE DEĞİŞTİRME HAKKI:

Bir hasta talep edecek olursa, kendisine sağlık hizmeti veren doktorların ve diğer çalışanların kimliği, görev ve unvanları hakkında bilgi edinebilir. Mevzuat kuralları çerçevesinde bir hasta kendisine tıbbi müdahalede bulunacak olan hekim veya sağlık personelini seçme veya değiştirme hakkına sahiptir. Eğer bu şekilde seçme veya değiştirme imkanı kullanıldığı zaman bir ücret farkı ortaya çıkıyorsa bu fark hasta tarafından karşılanır.

ÖNCELİK SIRASININ BELİRLENMESİNİ İSTEME HAKKI:

Bir sağlık kuruluşu, hizmet verme noktasında yetersiz kalıyorsa, hizmeti zamanında karşılayamıyorsa,  imkanları kısıtlı ise hastanın öncelik hakkının tıbbi kriterler doğrultusunda belirlenmesini talep etme hakkı vardır. Acil ve adli olaylar, yaşlı ve engelli hastalar hakkında öncelik – sonralık sırasının belirlenmesinde ilgili mevzuat kuralları uygulanır.

TIBBİ GEREKLERE UYGUN TEŞHİS, TEDAVİ VE BAKIM İSTEME HAKKI:

Bütün hastalar, modern tıbbi bilgi ve teknik altyapı imkanlarının gereklerine uygun şekilde teşhis konması, tedavisinin yapılması ve bakımını isteme hakkına sahiptir. Tıp bilimi ilkelerine ve mevuzat kurallarına aykırı yahut aldatıcı şekilde teşhis yahut tedavi yapılamaz.

TIBBİ GEREKLİLİKLER DIŞINDA MÜDAHALE EDİLMESİNİ İSTEMEME HAKKI:

Teşhis, tedavi yahut koruma ile ilgili olmayan, ölüme veya hayati tehlikeye yol açma ihtimali olan veya vücut bütünlüğüne halel getirecek, akli – bedeni gücü azaltacak hiçbir işlem yapılamayacağı gibi talep de edilemez.

ÖTENAZİ (HASTANIN ÖLMEYİ SEÇMESİ) MESELESİ:

Bir hasta filen tıbbi yollarla öldürülmesini (aktif ötenazi) yahut durdurulması halinde öleceği kesin bir tedavinin durdurulması yoluyla öldürülmeyi seçemez. Yani Türk Hukukunda ötenazi yasaktır. Bunu kimse, ne kendisi ne de başkası adına talep edemez. Ancak normal şartlar altında tıbbi müdahalenin veya tedavinin reddi mümkündür.

TIBBİ ÖZEN GÖSTERİLMESİNİ İSTEME HAKKI:

Sağlık personeli, hastanın durumunun gerektirdiği tıbbi özeni göstermek zorundadır. Hastanın öleceği kesin olsa, sağlığını korumak mümkün olmasa bile, hastanın acısını azaltmaya veya dindirmeye çalışması zorunludur.

SAĞLIK DURUMU İLE İLGİLİ BİLGİ ALMA HAKKI:

Bütün hastaların şu konularda bilgilendirilmesi zorunludur:

  • Hastalığın muhtemel sebepleri ve ne şekilde seyredeceği
  • Tıbbi müdahaleyi kimin, nerede, ne şekilde ve nasıl yapacağını, bu müdahalenin tahmini ne kadar süreceği
  • Diğer tanı ve tedavi seçenekleri ve bu seçeneklerin getireceği fayda ve riskler ile hastanın sağlığı üzerindeki muhtemel etkileri
  • Olası komplikasyonlar
  • Tedaviyi reddetme halinde ortaya çıkabilecek fayda ve riskler
  • Tedavide kullanılacak ilaçların önemli özellikleri
  • Hastanın sağlığı açısından kritik olan yaşam tarzı önerileri
  • Gereken hallerde aynı konuda tıbbi yardıma nasıl ulaşabileceği

KAYITLARI İNCELEME VE DÜZELTİLMESİNİ İSTEME HAKKI:

Bütün hastalarla ilgili tıbbi sürecin kayıtları hastanelerde yer alır. Bütün hastalar, sağlık durumu ile ilgili bilgilerin bulunduğu dosya ve kayıtları, doğrudan kendisi veya vekili yahut kanuni temsilcisi aracılığı ile inceleyebilir yahut bir kopyasını alabilir. Bu kayıtlar, sadece hastanın tedavisi ile doğrudan ilişiği olan kişilerce görülebilir.

Bununla birlikte hastalar, bu kayıtlarda yer alan tıbbi veya şahsi bilgilerde eksiklik bulunması halinde bunun tamamlatılmasını, düzeltilmesini isteyebilir. Hasta bu kayıtlara itiraz edebilir, yeni sağlık kuruluşu nezdinde yeni rapor düzenlenmesini talep edebilir.

Hastanın bu şekilde kayıtları incelemesi, suret alması, düzeltmesi veya bilgilendirilmesi işlemleri belirli bir usule tabi olarak yapılır. Bununla birlikte bilgi verilmesi caiz olmayan haller de vardır. Ancak uygulamada sağlık personelinin bu durumu suistimal ederek işini sürüncemede bıraktığı görülebilmektedir. Bu süreçte hak kaybı yaşamamak adına avukat yardımı almakta yarar vardır.

BAŞKA KİŞİLERİN BİLGİLENDİRİLMESİNİ YASAKLAMA HAKKI:

Hasta, sağlık durumu ile ilgili olarak yakınlarının yahut hiç kimsenin bilgilendirilmesini istemeyebilir, bu konuda talepte bulunabilir. Hatta kendisinin dahi bilgilendirilmemesini isteyebilir. Bu hak tabii ki mevzuat kuralları çerçevesinde kullanılabilir. Bu şekilde başkalarının bilgilendirilmesini yasaklayan hasta, bu talebini geri çekme hakkına da sahiptir. Bu imkanların yazılı olarak kullanılması gerekir.

HASTA MAHREMİYETİ HAKKI:

Hastalara tıbbi müdahalede bulunurken mahremiyetine saygı göstermek zorunludur. Hasta ölse bile mahremiyeti korunmaya devam edilir. Hastanın da bu yönde talepte bulunma imkanı vardır. Hasta mahremiyeti şunları kapsar:

  • Hastanın tıbbi durumu ile ilgili değerlendirmelerin gizlilik içinde yürütülmesi
  • Muayene, tedavi, teşhis, görüşme vs. her türlü tıbbi müdahalenin gizlilik içinde gerçekleştirilmesi
  • Tıbben bir sakınca olmaması halinde yanında bir yakınının bulunması
  • Tedavi ile doğrudan ilgisi olmayan kişilerin tedavi sırasında aynı ortamda bulunmasını istememe hakkı
  • Tedavi ile doğrudan ilgisi olmadığı taktirde hastanın kişisel ve ailevi hayatına müdahale etmeme
  • Sağlık harcamalarının kaynağının gizli tutulması

RIZA OLMAKSIZIN TIBBİ AMELİYEYE TABİ TUTULMAMA HAKKI:

Kanunda yer alan istisnalar hariç olmak üzere, hiç kimse rızası olmadan ve verdiği rızaya uygun olmayacak şekilde tıbbi müdahaleye tabi tutulamaz. Eğer adli bir vaka söz konusu ve delil elde etme imkanı kişiye tıbbi müdahale yapılmasına bağlıysa hakim kararı ile bu işlem yapılabilir. Eğer gecikmesinde sakınca bulunan bir hal söz konusu ise C. savcısı kararı ile bu işlem yapılabilir.

BİLGİLERİN GİZLİ TUTULMASINI İSTEME HAKKI:

Hastaya uygulanan tıbbi süreç sonunda elde edilen tüm bilgiler gizli kalmak zorundadır. Kanunda yazan istisnalar hariç olmak üzere paylaşılamaz. Hastanın rızasına dayansa bile bu bilgilerin devri eğer ciddi anlamda kişilik hakkı ihlali anlamına geliyorsa bu bilgilerin paylaşılması gene mümkün olmaz.

Bu bilgileri paylaşan personel hakkında hukuki ve cezai sorumluluk doğar. O kadar ki araştırma ve eğitim maksatlı yapılan faaliyetlerde bile hastanın kimliği rızası olmaksızın paylaşılamaz.

TIBBİ MÜDAHALEDE RIZA VE İZİN:

Kural olarak her türlü tıbbi müdahalede hastanın rızası gerekir. Hasta küçük veya mahcur ise veli – vasiden izin alınması gerekir. Hastanın, velisinin veya vasisinin olmadığı yahut acil işlerde  o an orada olmadığı veya hastanın kendisini ifade gücünün olmadığı hallerde, bu şart aranmaz.

Hastanın bilgilendirilmesi ve rızasının alınması olabildiğince, imkanlar elverdiği çerçevede yapılır. Yani bir engellinin bilgilendirilmesi, bilinci yarım birisi vs. somut olayın özelliklerine göre yapılabildiği ölçüde yapılır ve rızası alınır. Acil durumlarda (hayati açıdan tehlikeli durumlarda) ise hastanın rızasına ihtiyaç duyulmadan müdahale yapılır.

TEDAVİYİ REDDETME VEYA DURDURMA HAKKI:

Kanun gereği mecbur olan durumlar haricinde ve ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçlardan hasta sorumlu olacak şekilde, hasta kişi kendisine uygulanacak tedaviyi reddedebilir yahut uygulanmakta olan tedavinin durdurulmasını isteyebilir.

Bu durumda tedavi uygulamamaktan doğacak olan sonuçlara hastanın katlanacağına ilişkin hastadan veya yakınlarından yazılı belge alınması gerekir. Hasta tedaviyi red yahut tedaviyi durdurma hakkını kullandıktan sonra tekrar o sağlık kuruluşuna başvurabilir.

ALIŞILMIŞ OLMAYAN TEDAVİ YOLLARININ UYGULANMASI:

Her türlü muayene sonrasında bilinen klasik tedavi yollarının fayda vermeyeceğinin anlaşılması karşısında hastanın da rızası varsa klasik yolların haricinde başkaca tedavi yolları denenebilir.

Ayrıca bu bilinenin dışında tedavi yolunun, hastaya faydalı olacağı ve durumunu daha kötüye götürmeyeceği MUHTEMEL olmalıdır. O güne kadar denenmemiş bir tedavi yöntemi uygulanacaksa bunun hastaya zarar vermeyeceğinin ve hastayı kurtaracağının MUTLAK olarak öngörülmesi gerekir.

ORGAN VE DOKU ALINMASINDA RIZA:

18 yaşından küçük ve temyiz kudretine sahip olmayan kişilerden organ ve doku alınamaz. Yaş ve temyiz kudreti bakımından şartları taşıyan kişilerden organ ve doku alınması ise sıkı şartlara tabidir. Ölüden organ ve doku almak ise başka kurallara tabidir. Bununla ilgili olarak 2238 sayılı Yasa mevcuttur.

GEBELİĞİN SONA ERDİRİLMESİ:

Gebeliğin sona erdirilmesi yani kürtaj dediğimiz olay sınırsız bir hak değildir. Eğer gebe evli ise eşinin de rızası gerekir. Bununla ilgili olarak 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun madde 5 hükmü mevcuttur. Buna göre gebeliğin 10 haftasına kadar kürtaja kanun izin vermektedir. Ancak bunun için gebe kadının sağlığı açısından sakınca olmaması ve kanunda yazan diğer şartların da gerçekleşmesi gerekir.

RIZASI OLMADAN TIBBİ ARAŞTIRMAYA TABİ OLMAMA HAKKI:

Bir hastanın; tecrübe, araştırma veya eğitim amaçlı tıbbi müdahaleye tabi bulunması Bakanlığın ve o hastanın rızasına bağlıdır. İzin ve rıza şartı sağlansa bile bu tür müdahaleleri ancak bu konuda yetkin ve tecrübeli kişilerin yapması gerekir.

Bu tür araştırmalara rıza gösteren kişilerin korunması ve bilgilendirilmesi gerekir. Rızalarının alınması bile ayrı bir usul ile olur. Dolayısıyla bir hasta (özellikle üniversite hastanelerinde) öğrencilerin eğitimine malzeme yapılamaz. Bu çok ağır bir ihlaldir.

HASTA GÜVENLİĞİNİN SAĞLANMASI:

Bütün hastaların sağlık kuruluşu içerisinde güvenlik içinde olmayı bekleme ve bunu isteme hakkı vardır. Bu hak hasta yakınlarını ve refakatçileri de kapsar. Can ve malvarlığı bakımından güvenliğin sağlanması da sağlık kuruluşunun sorumluluğundadır.

DİNİ VECİBELERİ YERİNE GETİREBİLME VE DİNİ HİZMETLERDEN FAYDALANMA:

Sağlık kuruluşları, imkanları elverdiği ölçüde hastaların dini yükümlülüklerini yerine getirebilmesi için gerekli düzenlemeleri yapar. Talepleri halinde bir din görevlisi ile görüşmesi sağlanabilir. Tabi bu görüşmenin hastane işleyişini aksatmaması gerekir. İfade etme kabiliyeti olmayıp da dini inancı bilinen ve kimsesiz olan agoni halindeki hastalar için de talep gerekmeksizin din görevlisi ayarlanır.

İNSANİ DEĞERLERE SAYGI GÖSTERİLMESİ VE ZİYARET:

Hastalar kişilik değerlerine saygılı bir ortamda sağlık hizmeti alma hakkına sahiptir. Sağlık hizmetlerinde görev alan personelin hastalara, yakınlarına ve ziyaretçilere karşı güler yüzlü, nazik ve şefkatli olmaları zorunludur.

Sağlık hizmetinin her safhasında (beklemeleri de dahil) sürecin o aşamasına ilişkin bilgilendirilmeleri gerekir. İnsan haysiyetine yaraşır ve hijyenik ortamlarda bulunmaları sağlanmalıdır.

REFAKATÇİ BULUNDURMA HAKKI:

Muayene ve tedavi esansında hastaya yardımcı olması adına mevzuatın ve kurumun imkanlarının elverdiği ve hastanın sağlık durumunun gerektirdiği ölçüde tedaviden sorumlu olan doktorun uygun görmesi koşulu ile refakatçi bulundurulması talep edilebilir.

SAĞLIK HİZMETİNİN HASTANE DIŞINDA ALINMASI HAKKI:

Hastalar belirli hallerde bulundukları yerlerden sağlık hizmetinden yararlanabilir. Bu haller şunlardır:

  • Koruyucu sağlık hizmetlerinin verilmesi hallerinde
  • Tıbbi sebeplerden ötürü sağlık kuruluşuna gidemeyen yahut götürülemeyen hallerde
  • Doğal afetler gibi olağan dışı durumlarda

Görüldüğü üzere hasta hakları oldukça geniş çerçevede ele alınmıştır. Uygulamada bu kurallara riayet noktasında büyük sıkıntı vardır. Türkiye sağlık alanında oldukça gelişmiş bir ülke olmasına rağmen böyle basit hasta hakları meselesi hala problemler taşır.

Bu hakların ihlali halinde veya bu haklara ulaşamama halinde avukat yardımı alınarak gerekli süreç takip edilmelidir. Şimdi bu şikayet prosedürünü inceleyeceğiz.

HASTA HAKLARI DAVALARI VE TIBBİ MALPRAKTİS

Tıbbi hata iddialarına ilişkin başvurular kurul tarafından değerlendirilmez. Bunlar tıbbi malpraktis davasının konusudur. Yani doktor hatası bir hasta hakkı ihlali değil bambaşka bir sorumluluktur. Buradan doğan davalara tıbbi malpraktis yani doktor hatası davaları diyoruz. Bu konunun önemli ayrıntıları için ‘tıbbi malpraktis davası’ başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.

TEMEL HASTA HAKLARI NELERDİR?

Hasta haklarına ilişkin mevzuat son derece dağınık olmakla birlikte kategorik olarak ifade edilecek olursa en temel hasta hakları; sağlık hizmetlerinden faydalanma, sağlık durumu ile ilgili bilgi alma, mahremiyet ve rıza gibi özel haklarının korunması, tıbbî müdahale ve araştırmalar kapsamında yer alan haklar ve diğer haklar olarak ifade edilebilir.

HASTANIN HİZMET ALDIĞI SAĞLIK KURULUŞUNU DEĞİŞTİRME ŞANSI VAR MIDIR?

Evet vardır. Hasta istediği sağlık kuruluşu seçmekte ve süreç içerisinde değiştirmekte özgürdür. Elbette ki bunun için sağlığının müsait olduğu noktasında hekimin takdiri gerekebilir.

HASTA KENDİSİNE MÜDAHALE EDECEK HEKİMİN DEĞİŞTİRİLMESİNİ İSTEYEBİLİR Mİ?

Evet hastanın kendisine müdahale edecek personeli hem tanıma hem de seçme ve değiştirme şansı vardır. Fakat bu değişim nedeniyle bir ücret farkı ortaya çıkıyorsa bunu hasta karşılamalıdır.

HASTANIN HANGİ KONULARDA BİLGİLENDİRİLMELİDİR?

Hastaya gerek hastalığının muhtemel sebep ve etkenleri, gerek uygulanacak tedavinin mahiyeti, içeriği, usulü, kullanılacak ilaç ve yöntemler ile tedavinin barındırdığı riskleri gerekse tedaviyi kimin nerede ne şekilde uygulayacağı vs. gibi konularda gerekli bilgiler verilmelidir.

HASTA, KENDİSİ HAKKINDA BAŞKALARININ BİLGİLENDİRİLMEMESİNİ İSTEYEBİLİR Mİ?

Evet. Hasta yakınlarının vs. bilgilendirilmemesini isteyebileceği gibi kendisinin dahi bilgilendirilmemesini isteyebilir.

HASTANIN MAHREMİYET HAKKININ İÇERİĞİ NEDİR?

Hastanın kişiliğine ve hastalığına ilişkin her türlü veri kişisel veri niteliğinde olacağı için bunların hastanın rızası olmaksızın yayılması, paylaşılması ve ifşa edilmesi hukuka aykırıdır. Aynı şekilde tedavi sürecinde de hastanın rızası olmaksızın tedaviyle alakası olmayan kişiler o ortamda bulunamaz.

HASTANIN RIZASI OLMAKSIZIN KENDİSİNE TIBBÎ BİR MÜDAHALEDE BULUNULABİLİR Mİ?

Kural olarak hastanın veya duruma göre veli yahut vasisinin rızası olmaksızın hastaya tıbbi müdahalede bulunulamaz. Fakat aciliyet arz eden bir durum mevcutsa ve rıza alma imkanı mevcut değilse bu durumda hastanın rızası alınmaksızın kendisine tıbbi müdahalede bulunulabilir.

HASTANIN TEDAVİYİ REDDETME HAKKI VAR MIDIR?

Evet. Kanunen müdahalenin zorunlu olduğu haller hariç olmak üzere hastanın tedaviyi reddetme veya yarıda kesme hakkı vardır. Fakat bu durumda hastanın, bu kararından ötürü doğacak sonuçlara katlanacağına ilişkin yazılı rızası alınır.

HASTANIN REFAKATÇİ BULUNDURMA HAKKI VAR MIDIR?

Hastanenin imkanlarının elvermesi ve hekimin de uygun görmesi, tedavinin de ihtiyaç arz etmesi halinde refakatçi bulundurma imkanı vardır.

SAĞLIK HİZMETLERİ HASTANE DIŞINDA ALINABİLİR Mİ?

Bazı durumlarda bu mümkün olabilir. Mesela; koruyucu sağlık hizmetlerinin verilmesi durumunda, kişinin sağlık sebeplerinden ötürü sağlık kuruluşlarına gidemediği veya götürülemediği hallerde veya doğal afet gibi olağan dışı hallerde sağlık hizmeti hastane dışında alınabilir.

HERHANGİ BİR HAKKI İHLAL EDİLEN HASTA NE YAPMALIDIR?

Hastanelerde yer alan hasta hakları birimine başvurabilir. Kurulun ihlale ilişkin verdiği kararlar ilgili sağlık kuruluşuna ve personele yazılı bir biçimde bildirilir. Hasta haklarının ihlal edilmiş olması durumunda kişi maddi-manevi tazminat davası açabilir. Fakat bu hastane kamu kurumu ise  tam yargı ve iptal davaları gündeme gelir.

HAKKI İHLAL EDEN HASTANE ÖZEL VEYA DEVLET KURUMU İSE NASIL YOLLARA BAŞVURULUR?

Özel hastane ise maddi-manevi tazminat taleplerinde bulunulabilir. Devlet kurumu olması durumunda tam yargı ve iptal davaları açılabilir. Bu davaların geneline malpraktis davası denir.

HASTA HAKLARI KAVRAMI VE TARİHSEL GELİŞİMİ

Hak sözcüğü, “hukuka uygunluk, adalet; hukukun, adaletin gerektirdiği ve birine ayırdığı şey” diye tanımlanmaktadır. Hasta hakları, esasta insan haklarının sağlık bakım hizmetlerine uygulanmasıdır.

İnsan hakları, insanın insan olması nedeniyle, onun bütün yönleriyle kişiliğini korumayı ve geliştirmeyi amaçlayan evrensel ilke ve kurallar bütünü olarak tanımlanmaktadır. İnsan hakları, insan onurunu güvence altına alan haklardır.

İnsan hakları tarihi, uzun ve özverili bir geçmişe sahiptir. Adım adım gerçekleşen gelişmelerin ürünüdür. İnsan haklarındaki gelişme, “olması gereken” hakların “olanlara” dönüşmeye, yani yazılı ulusal ve uluslararası hukuka girerek güvenceye alınmasıyla, devam etmektedir.

İnsan haklarının tarihsel gelişimi, temelde birbirini izleyen aşağıdaki üç kuşak içinde gerçekleşmiş ve sürmektedir.

1.Kuşak İnsan Hakları: Kişisel ve siyasal haklardır. Özelliği koruyucu haklar olmasıdır. Devleti sınırlandırır, devlet kişinin özel alanına girmez. Siyasal haklar, yönetime katılma ve mülkiyet hakkı, yurttaşlık ve vergi yükümlülüğü bu kuşak haklardandır.

2.Kuşak İnsan Hakları: Ekonomik, sosyal ve kültürel haklardır. Temelinde sosyal eşitlik olan bu haklar sanayi devrimi sonrası ortaya çıkmıştır. Sosyal eşitsizlikler ve işçi sınıfının bu eşitsizliklere gösterdiği tepkiler sonucu oluşmuştur. Bu tür hakların oluşmasıyla “Sosyal Devlet” anlayışı belirlenmiştir. Temel insan hakları, bu kategoride yer almaktadır.

3.Kuşak İnsan Hakları: Teknolojinin ve bilimsel ilerlemenin yarattığı sorunlar sonucu gelişmiştir. Bu kuşak haklara örnek olarak, eğitim, çocuk, kadın ve hasta hakları sayılabilir.

Son zamanlarda 4. Kuşak İnsan Haklarının da gelişmeye başladığı varsayılmaktadır. Dördüncü kuşak insan haklarına örnek olarak, bilimin kullanılmasını önleme amacıyla insan kopyalamayı önleme verilebilir.

1948’de Birleşmiş Milletler uluslararası düzeyde genel insan hakları ile ilgili bir anlaşma yapmış ve birçok ülke tarafından imza edilmiştir. Bu anlaşmada temel haklar (yasama hakkı, mülkiyet hakkı, seçme ve seçilme hakkı ) belirtilmiştir. Bu haklar geliştikçe ayrıntılara girilmiştir. Sağlık hakkı ve ona ilişkin olarak hasta hakları, insan haklarının ikinci aşamasında devreye girmiş, üçüncü aşamasında ise ayrıntılı olarak geliştirilmiştir.

Dünya Hekimler Birliği’nin 1949’da Londra-İngiltere’de kabul ettiği “ Uluslararası Tıbbi Etik Yasası’yla, Hipokrat Andında yer alan, özellikle hizmeti alana “zarar vermeme” ilkesine kapsamlı olarak yer verilmiştir.

HASTA SORUMLULUKLARI

Hasta Sorumlulukları; hastanın bir sağlık kuruluşuna başvurmadan ve başvurduktan sonraki süreçte yerine getirmesi gereken ödev ve yükümlülüklerdir diye tarif edilebilir.

1) GENEL SORUMLULUKLAR

Hastalarımız kendi sağlığına dikkat etmek için elinden geleni yapmak ve sağlıklı bir yaşam için verilen tavsiyelere uymak ile sorumludur.

Kişi uygunsa kan verebilir ya da organ bağışında bulunabilir.

Basit durumlarda kişiler kendi bakımlarını yapmak ile sorumludur.

2) SOSYAL GÜVENLİK DURUMU

Hastalarımız sağlık, sosyal güvenlik ve kişisel bilgilerindeki değişiklikleri zamanında bildirmek ile sorumludur.

3) SAĞLIK ÇALIŞANLARINI BİLGİLENDİRME

Hastalarımız yakınmalarını, daha önce geçirdiği hastalıkları, yatarak herhangi bir tedavi görüp görmediğini, eğer varsa halen kullandığı ilaçları ve tüm sağlığıyla ilgili bilgileri tam, eksiksiz bildirmek ile sorumludur.

4) HASTANE KURALLARINA UYMA

Hastalarımız başvurduğu sağlık kuruluşunun kural ve uygulamalarına uymak ile sorumludur.

Hastalarımız Sağlık Bakanlığı ve diğer sosyal güvenlik kurumlarınca belirlenen sevk zincirine uymak ile sorumludur.

Hastalarımız, tedavi, bakım ve rehabilitasyon sürecinde sağlık çalışanları ile iş birliği içinde olmak ile sorumludur.

Hastalarımız tetkik ve tedavi giderlerini ödemek ile sorumludur.

Hastalarımız randevulu hizmet veren bir sağlık tesisinden yararlanıyorsa randevunun tarih ve saatine uymak ve değişiklikleri ilgili yere bildirmek ile sorumludur.

Hastalarımız hastane personelinin, diğer hastaların ve ziyaretçilerin haklarına saygı göstermek ile sorumludur.

Hastalarımız hastane malzemelerine verdiği zararları karşılamak ile sorumludur.

5) TEDAVİSİ İLE İLGİLİ ÖNERİLERE UYMA

Hastalarımız tedavisi ve ilaçlarla ilgili tavsiyeleri dikkatle dinlemek ve anlayamadığı yerleri sormak ile sorumludur.

Hastalarımız tedavisiyle ilgili önerilere uyum sağlayamama durumu söz konusu ise bunu saglık çalışanına bildirmek ile sorumludur.

Hastalarımız sağlık bakım ve taburculuk sonrası bakım planını beklendiği gibi doğru anlayıp anlamadığını belirtmek ile sorumludur.

Hastalarımız uygulanacak tedaviyi reddetmesi veya önerilere uymamasından dolayı doğacak sonuçlardan kendisi sorumludur.

HASTA HAKLARINA AYKIRILIK DURUMUNDA HASTA NEREYE BAŞVURABİLİR

Hasta Hakları Birimleri kamu ve özel ayırt edilmeksizin tüm sağlık kurum ve kuruluşları bünyesinde oluşturulması zorunlu birimlerden olup hastalar sağlık hizmeti alırken karşılaştıkları hasta hakkı ihlalleri ile ilgili olarak sağlık kuruluşu bünyesindeki hasta hakları birimlerine şikayetlerini gerçekleştirebilmektedirler. İlk etapta yaşanan sorunların kurum içerisinde çözülmesini öngören bu şikayet sisteminde hastanın sorununu çözememesi halinde konunun İl ve ilçe sağlık müdürlükleri nezdinde oluşturulan bir üst merci olarak faaliyet gösteren Hasta Hakları Kurulu’na taşınması söz konusu olmaktadır.

Hasta hakları birimleri veya hasta hakları kurulları tıbbi uygulama hatası yani malpraktis iddiaları haricindeki hasta hakkı ihlallerini inceleme yetkisine sahiptirler. Kurul, malpraktis konusunda gelen şikayetleri kamuya ait sağlık kuruluşları bakımından ilgili idari amirliğe veya başhekimliğe, özel sağlık kuruluşları bakımından ise il/içe sağlık müdürlüklerine yönlendirmektedirler.

HASTA HAKLARINA AYKIRILIKTA ŞİKAYET USULÜ

Hastaların veya ilgili kişilerin yukarıda saydığımız hakları ihlal edildiği zaman mevzuat kuralları çerçevesinde müracaat, şikayet ve dava hakları vardır. Hangi yola başvurulacağı tamamen ilgili hak ihlaline bağlıdır.

Hastanelerde bu hakların düzgün bir şekilde uygulanabilmesi ve denetimi amacıyla hasta hakları birimi kurulur. Ayrıca Hasta Hakları Kurulu vardır ki bu kurul İl sağlık müdürlüğü; üniversite hastaneleri, özel sağlık kurum ve kuruluşları, kamu hastaneleri, ağız diş sağlığı merkezleri, aile sağlığı merkezleri ve toplum sağlığı merkezlerinden gelen başvuruları değerlendirmek, karara bağlamak, öneri sunmak ve düzeltici işlemleri belirlemek amaçlarını taşır.

Hasta hakları birimi Hasta Hakları Kurulu ile koordineli çalışır ve sağlık kurum ve kuruluşu tarafından yerinde çözülemeyen yazılı veya elektronik başvuruları inceler. Hasta hakları uygulamalarına veya etik ilkelere aykırı haller nedeniyle kurulun verdiği ihlal kararları, söz konusu sağlık kurum ve kuruluşuna ve personeline yazılı olarak bildirilir.

Son 6 ay içerisinde hakkında 2’den fazla hak ihlali kararı verilen sağlık çalışanı için dosya hazırlanır ve bu dosya Sağlık Meslekleri Kuruluna gönderilir.  Kurul, ihtiyaç duyarsa hasta hakları ihlaline yol açabilecek uygulamaları araştırır ve hasta haklarının korunması adına bir takım kararlar alabilir.

Sağlık kurum ve kuruluşu kendisine verilen süre içinde alınması gereken önlemleri alır, işlemlerde bulunur ve bu konuda kurulu bilgilendirir. Kurul, başvurunun kendisine ulaşmasını takip eden 30 gün içerisinde başvuruyu sonuçlandırır.

Yukarıda bahsettiğimiz Hasta Hakları Birimine yapılan başvurular ve kurulda görüşülen dosyalar gizlidir, herhangi bir şekilde üçüncü kişilerle paylaşılamaz. Bilgi ve dosyaların resmi olarak istenmesi halinde idari soruşturma yapan görevliye ya da adli mercilere gizlilik kuralları çerçevesinde verilir.

Kurul ihtiyaç duyarsa ilgilileri davet edebilir. Hasta haklarının ihlali halinde, personeli istihdam eden kurum ve kuruluş (özel hastane) aleyhine hem maddi hem de manevi tazminat davası açılabilir. Ancak, aleyhine dava açılacak merciin kamu kurum ve kuruluşu (devlet hastanesi) olması halinde iptal davası, tam yargı davası veya her ikisi birlikte açılabilir.

DOKTOR ŞİKAYET HATTI

Bu sayfa resmi bir şikayet sayfası olmayıp sadece mevzuat veya idari kararlarla oluşturulan şikayet mekanizmaları konusunda hastaları ve sağlık çalışanlarını bilgilendirme amaçlı hazırlanmıştır.

Doktor Şikayet Hattı ve Doktoru Şikayet Etme konusunda sitemize pek çok soru gelmesi üzerine böyle bir sayfa hazırlamaya karar verdik. Öncelikle doktoru şikayet etmek için ortada doktorun gerçekleştirdiği teşhis, tedavi ve bakım hizmetleriyle ilgili bir kusurunun bulunduğu konusunda hastanın ciddi bir şüphesinin bulunması gerekir.

Şikayet etmek hak arama hürriyeti kapsamında değerlendirilir ancak mesnetsiz bir şekilde, herhangi bir gerekçeye dayanmaksızın sadece ilgili doktoru zor durumda bırakmak veya adli ve idari süreçlerle uğraştırmak maksadıyla yapılan kasıtlı şikayetler doktorun şikayeti yapana karşı iftira suçundan suç duyurusunda bulunmasına sebebiyet verebilir. Bu nedenle yapılacak şikayetin somut gerekçelerinin bulunması ve konunun ilgili makamlara doğru şekilde aktarılması gerekir.

Sağlık kuruluşunu veya doktoru şikayet etmek için birden fazla yol bulunmaktadır. Bunlardan bazıları sağlık kuruşunun veya doktorun idari soruşturma geçirmesine bazıları da ilgili sağlık personelinin adli soruşturma geçirmesine sebebiyet vermektedir. Yapılacak şikayetler neticesinde hem adli soruşturma hem de idari soruşturmanın aynı anda yürümesi de mümkündür. Adli ve idari soruşturma süreçleri birbirinden bağımsız süreçler olup adli soruşturma Cumhuriyet Savcılığı tarafından idari soruşturma ise idari birimler tarafından gerçekleştirilmektedir. Yazımızda tüm bu şikayet yollarını tek tek izah etmeye çalışacağız.

HASTA HAKLARI BİLDİRİM SİSTEMİ (HBBS)

Sağlık hizmeti alırken karşılaşılan hasta hakkı ihlalleriyle ilgili olarak bir önceki başlıkta olduğu gibi bizzat kurum ve kuruluş içerisinde bulunan hasta hakları birimine şikayet gerçekleştirilebileceği gibi Sağlık Bakanlığı’nın bu şikayetler için oluşturduğu internet sitesi aracılığı ile de şikayet gerçekleştirilebilmektedir. Bu yöntem ile gönderilen şikayetler sistem üzerinden ilgili kurullara ulaştırılarak inceleme sürecinin başlatılması sağlanabilmektedir. Bu kanal vasıtası ile hem özel hem de kamu sağlık kuruluşları ile ilgili şikayetler iletilebilmektedir.

https://hastahaklari.saglik.gov.tr/

ALO 184 SABİM HATTI (SAĞLIK BAKANLIĞI İLETİŞİM MERKEZİ)

ALO 184 Sabim Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan bir iletişim hattıdır. Sağlık Bakanlığı Şikayet Hattı olarak da adlandırılan bu kanal vasıtası ile sağlık hizmeti süresince karşılaşılan her türlü aksaklıklarla ilgili öneri ve şikayetler iletilebilmektedir. SABİM sitesinde hattın kurulma amacı olarak “Bakanlık’a bağlı tüm birimlerde sunulan sağlık hizmetleri aşamasında yaşanan aksaklıkların zamanında tespit edilmesi, kısa sürede etkili çözümlerin sağlanması, sağlık hizmetlerinin etkin, verimli, hakkaniyetli ve şeffaf hale getirilmesi nihai amacıyla kurulan SABİM, Bakanlık ile vatandaşlarımız arasında bir köprü vazifesi görmektedir. Ayrıca SABİM, sağlık sisteminin işleyişinde vatandaşların katılımının ve memnuniyetinin artırılması, beklenti ve eleştirilerinin Bakanlıkça dikkate alınmasını sağlayarak demokrasiye katkıda önemli bir rol üstlenmektedir.” ifadelerine yer verilmiştir.

ALO 184’e yapılacak başvuru neticesinde bir aksaklığın tespiti halinde ilgili İl Sağlık Müdürlüğü veya Bakanlık nezdindeki ilgili Genel Müdürlük SABİM hattı tarafından konuyla ilgili bilgilendirilerek aksiyon alınması sağlanabilmektedir.

https://sabim.gov.tr/

CİMER (T.C. CUMHURBAŞKANLIĞI İLETİŞİM MERKEZİ)

Cumhurbaşkanlığı nezdinde oluşturulan CİMER sistemi üzerinden de sağlık hizmeti süresince karşılaşılan aksaklıkların incelenmesi talebiyle başvuru gerçekleştirilebilmektedir. Genelde sağlık hizmetleri ile ilgili konularda başvurular bir önceki başlıkta ifade edilen SABİM veya doğrudan Sağlık Bakanlığı’nın ilgili birimine aktarılarak konunun incelenmesi sağlanabilmekte; gerekirse iddialarla ilgili detaylı araştırma yapılarak rapor alınması ve sonucuna göre işlem tesisi gerçekleştirilebilmektedir. Diğer konularda olduğu gibi sağlık hizmetine ilişkin sorunlarda da vatandaşın en çok başvurduğu şikayet kanallarının başında CİMER gelmektedir.

https://www.cimer.gov.tr/

İL VE İLÇE SAĞLIK MÜDÜRLÜKLERİNE ŞİKAYET

İl ve İlçe Sağlık Müdürlükleri’ne şikayet genel itibariyle sağlık kuruluşlarındaki idari mevzuata veya sağlık mevzuatına aykırılık hallerinde yapılmaktadır. Mevzuatın aradığı asgari standartların sağlık kuruluşu tarafından karşılanmadığının fark edilmesi, yetkisiz sağlık personelinin çalıştırılması, sağlık kuruluşunun ruhsatına aykırı faaliyet yürütmesi gibi sağlık hukuku mevzuatına aykırılıklar halinde ilgili sağlık kuruluşu hakkında İl veya İlçe sağlık müdürlüğü nezdinde şikayette bulunulabilmektedir.

Ayrıca yukarıdaki başlıkta ifade edilen hasta hakları birimlerine sahip olmayan özel muayenehaneler, 112 Acil Servisleri ve diğer sağlık birimleri bakımından da hasta hakkı ihlali şikayetlerinin il ve ilçe sağlık müdürlüklerine yapılması mümkündür.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu